Introduction
Introduction Statistics Contact Development Disclaimer Help
# taz.de -- Türkiye'nin tarım politikaları: „Çiftçi tarımı niye sürd�…
> Türkiye’nin tarımsal üretim dengesinin yaşadığı bozulmayı ve bunun
> sebeplerini Prof. Dr. Bülent Gülçubuk ile konuştuk.
Bild: Elektrik kesintilerini protesto eden çiftçiler, 16 Temmuz günü İpek …
Türkiye, son 18 yılda Belçika’nın yüzölçümüne denk düşen büyükl�…
kullanılabilir tarım alanını kaybetti. Güven ve kazanç kaybı yaşayan
çiftçi, kırdan kente göç etmek zorunda kalırken TÜİK'in verilerine gör…
milyon 300 binden fazla çiftçi tarımsal üretimi bıraktı. Üretime devam e…
çiftçiler ise yüksek su ve elektrik maliyetleri nedeniyle zor durumda.
Türkiye’nin tarımsal üretim dengesinin yaşadığı bozulmayı ve bunun
arkasındaki politik sebepleri Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım
Ekonomisi Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Gülçubuk ile konuştuk.
taz.gazete: Geçtiğimiz hafta Urfa'da, daha öncesinde ise Mardin ve
Konya'da, faturalarını ödeyemedikleri için elektrikleri kesilen ve ekimleri
zarar gören çiftçiler eylemler düzenlediler. Bu protestoları nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Bülent Gülçubuk: Bu eylemler, elektrik dağıtımında özelleştirme
uygulamaları sonrasında belirdi. Tarımda elektrik ücretinin şehir şebeke
fiyatı üzerinden hesaplanıyor olması çiftçinin yaşam maliyetini artırı…
Bu huzursuzluklara engel olabilmek için elektrik ve akaryakıt maliyetlerini
düşürmek lazım. Tarımsal sulamada enerji destekleri uygulanmalı. Tarımda
suyu, sulama kaynaklarından tarla ve bahçelere götüren devlet, elektrik ve
akaryakıtta maliyeti en azından ürün fiyatlarına endekslemeli. Daha
kapsamlı bir çözüm önerisi olarak da tarımda yenilenebilir enerji
yaygınlaştırılmalı ve çiftçi örgütleri ve kooperatifleri üzerinden
çiftçilere enerji olanakları sağlanmalı.
Çiftçileri zor durumda bırakan özelleştirme politikaları ne zamandır
sürdürülüyor?
Enerji alanına özel sektörün dâhil olabilmesi yönünde ilk adımın atıl…
2705 sayılı Kanun Eylül 1982’de yürürlüğe girdi. TEK ve DSİ’nin san…
kurma konusundaki öncülükleri kaldırıldı. Enerjide özelleştirmeler baş…
Bununla birlikte 2000’li yıllarda özelleştirmeye dayalı neoliberal
politikalar, devletin elini tarımdan çekmesi ve çiftçinin satış güvences…
kaybetmesi, girdi maliyetinin artması, dolayısıyla reel gelirinin azalması,
Türkiye’nin tarımsal momentumunu kaybetmesine yol açtı. Çiftçi, kazanç
sağlayamadığı yerde tarımı niye sürdürsün ki? Bu yıllar, hem tarımda
serbest piyasa kurallarının acımasızca uygulandığı, hem de tarım toprak…
ile doğal varlıklar üzerindeki baskının en fazla olduğu dönem oldu.
Arazilerin ve meraların amaç dışı kullanıma açılması, bilinçsiz kentl…
plansız sanayileşme, orman ve su varlıklarının ticarileştirilmesi ve son
olarak da 2012’de Resmî Gazete’de yayımlanan 6360 Sayılı Büyükşehir …
ile tarımsal momentum tamamen dağıldı ve bozuldu.
Bahsettiğiniz yasa nedir, tarımı niçin bu kadar olumsuz etkiledi?
Bu yasa kapsamında bütün köyler, mahalle statüsü aldı. Bu dönüşümle
birlikte çiftçiler, elektrik su gibi altyapı hizmetlerinde daha yüksek
maliyetlerle karşılaştılar. Eskiden köy tüzel kişiliğine ait olan tüm
taşınmazlar, belediye ve mülki idarelere devredildi. Çiftçinin yaşam
maliyeti arttı. Burada yaşam maliyetinin artmasından kastımız, başta su
olmak üzere bütün hizmetlerin ücretlendirilmiş olması. Köy içi yerlerin
kentsel arsa statüsüne dönüşmesiyle çevre ve temizlik vergileri geldi. Ya…
çiftçi, daha önce ödemediği tutarları ödemeye başladı. Hal böyle olun…
kırdan kopmalar yaşandı.
Çiftçilerin kırdan kente göç etmesinin başka ne gibi sebepleri var?
Özel sektör piyasaya hâkim olmadan önce devlet, çiftçinin ürününü tab…
fiyat koyarak alıyordu. Yani çiftçiye güvence veren bir üretim planlaması
yapıyordu; ne kadar ektirecek, ürünü ne zaman alacak, ne kadar hasatta
bulunacak bunların hepsini planlıyordu. Çiftçi şimdi tamamen özel sektör…
kendine dayattığı koşulları kabul etmek durumunda kalıyor. Sözgelimi,
çiftçi, “ben 1 kilo buğday ile 1 litre mazot alabiliyordum, şu anda 6 veya
6,5 kilo buğday ile bunu alabiliyorum.“ diyor. Dolayısıyla geliri düşen
çiftçiler göç etmek zorunda kalıyor.
Geldiğimiz noktada Türkiye’de tarımın bugününü nasıl tanımlarsınız…
Bir yanda özel sektörün baskın olduğu, diğer yanda ise devletin her alanda
bulunmak istediği bir durum var. Fakat gerçek olan şu ki arz-talep, tamamen
serbest piyasa koşullarına göre biçimleniyor. Sürdürülebilir üretim pla…
yapılmıyor. Tarımsal ilaç ve makinelerde de hemen hemen tamamen yabancı
şirket hâkimiyeti var ve bunlar aynı zamanda tekel veya birkaç oyuncunun
yer aldığı oligopol durumundalar. Tohumculukta da özel sektör egemen ama
yerli ve yabancı firmalar birlikte işlem yapıyor. Devlet ise nadiren, daha
çok gerekli gördüğü durumlarda fiyatlara ve üretime müdahale anlamında
devreye giriyor.
Tarımsal üretimde kayıp yaşamayan birçok ülke varken Türkiye’de sistem
niçin sorun yaratıyor?
Bunu Türkiye’deki çiftçiyi koruyacak etkin bir üretim planlaması olmamas…
bağlayabiliriz. 2001 yılında çıkarılan tütün ve şeker yasalarının bu…
neden olduğu sonuçlar, bu durumu iyi anlatıyor. Tütün örneğiyle
açıklayalım: 2001’de tütün yasası çıktıktan sonra tütün ithalata a…
özel sektör burada etkin olmaya başladı. Burada sorun şu: Özel sektör, b…
yandan tütünü üreticiden düşük fiyatla sözleşmeli olarak alıyor, diğ…
yandan da belli kotalarda yurt dışından getiriyor. Üstelik yasa gereği
tütün üretiminde de kota var; dolayısıyla ekim ve üretim alanları gün
geçtikçe daha da daralıyor.
Bunun somut bir örneğini verebilir misiniz?
Mesela Adıyaman… 2009 yılına gelindiğinde Adıyaman’daki Tekel fabrikas…
sebeple kapandı. O fabrikada yaklaşık 4 bin kişi çalışıyordu. Geçiminin
%90'ını tütünden sağlayan çiftçi de tütünün yerine alternatif ekonomik
gelir sağlayacak bir ürün konmayınca üretimden kopmak durumunda kaldı.
Sonuç olarak Tekel’in de kapatılmasından sonra üreticilerin üçte biri t…
ekimini bıraktı ve göç etti. Adıyaman’ın kır-kent nüfusu dengesi bozu…
Öyle ki son 20 yıl içinde yirmi binin üzerinde insan kırdan kente göç et…
Şeker yasasında da benzer bir durum olduğunu söylediniz. Bu yasalar,
üreticide niçin güven kaybına neden oldu?
Çiftçiler için şeker pancarının önemi, satışının güvence altında o…
Yani çiftçi, ürettiği ürünün alınacağını bilir; bu da üretimine ba�…
artırır. Durum böyle olduğu için de çiftçi der ki “ben buğday yetişt…
risk alacağıma şeker pancarı yetiştirir reel gelirimi güvence altına
alırım.“ Tütünde de benzer bir güvence vardı. 2001 yılında çıkan ş…
tütün yasalarıyla birlikte bu ürünlerin üretimi serbest piyasaya açılı…
bu sefer özel sektör devreye girdi. Bu durumda tütün çiftçilerinin sayıs…
üç yüz elli bin, şeker pancarı çiftçisinin sayısı ise üç yüz yirmi …
civarında azaldı. Tütün ve şeker pancarındaki üretim miktarları da yar�…
yakın oranda düştü.
COVID-19 salgını, küresel tarım ve gıda sisteminin ne gibi temel eksik ve
aksaklıklarını gündeme getirdi?
Mevcut küresel tarım ve gıda sistemi; geleceği planlamayan, tamamen
mukayeseli üstünlüklere dayalı, tedarik zincirlerindeki olası aksaklıklar…
kestiremeyen, gıda egemenliklerini tehdit eden bir halde iken salgına
yakalandı. Salgın tüm dünyada beslenme ve gıdada “kendine yeterlilik“
konusunda tarihte eşine az rastlanır bir korku ve kaygı yarattı. Dünyadaki
hiçbir şeyin, insanların ve tüm canlıların beslenmesinden ve yaşamını
sürdürmesinden daha önemli olmadığını gösterdi. Serbest piyasa koşulla…
göre biçimlenen küresel tarım ve gıda sistemi, tamamen piyasa koşullarına
göre biçimlenen arz-talep ortamının yarattığı sorunlara göğüs germekte
zorluk yaşadı. Sistem bunları önceliği olarak ele almazsa ve sürdürüleb…
kullanım ortamını yaratmazsa ortak geleceğimiz daha fazla belirsizliklerle
karşılaşacak.
23 Jul 2020
## AUTOREN
Batuhan Sarıcan
## TAGS
taz.gazete
Toplum
Politika
## ARTIKEL ZUM THEMA
You are viewing proxied material from taz.de. The copyright of proxied material belongs to its original authors. Any comments or complaints in relation to proxied material should be directed to the original authors of the content concerned. Please see the disclaimer for more details.