Introduction
Introduction Statistics Contact Development Disclaimer Help
# taz.de -- Dr. Feryal Saygılıgil: „Kadınlar nasıl sokağa çıkmasınlar…
> Feryal Saygılıgil'e göre muhafazakarlaşan Türkiye'de kurulan „cinsiyet
> rejimi“ her geçen gün daha görünür hale geliyor. Buna karşı 8 Mart
> eylemlerinde sokaklara dökülen kadınların sayısı her yıl artıyor.
Bild: „Değişmeyi göze almak zorundasın çünkü feminist olmak insanı bi…
İstiklal Caddesi'nde düzenlenen 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü'ne katıl�…
her seneki gibi yoğun olması bekleniyor. Türkiye'deki kadınlar artan devlet
baskısına karşı hangi sebeplerden dolayı sokağa çıkıyorlar? Son on yı…
kadın haklarını ilgilendiren pek çok önemli olay yaşandı. Bir yandan kad…
yönelik şiddete karşı oluşturulan „İstanbul Sözleşmesi“ imzalanırk…
yandan Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlık’tan “kadın“ ifadesi çıkart�…
Başörtülü kadınların kamusal alan ve parlamentoda çalışmalarının ön…
açılırken, dekolte giyen kadınlar TRT ekranlarında sansürlendi.
Şort giydiği için halk otobüsünde şiddet gören kadınlar da oldu, yolda …
erkeğin bir kadına şiddet uyguladığını gördüğünde arabasından inip …
eden kadınlar da. İstiklal Caddesi’nin toplumsal hareketlere kapatıldığ�…
ama inadına binlerce kadının caddeyi yürüdüğüne şahit olduk. Bir ileri…
geri adımlarla geldiğimiz noktayı anlamak için feminist sosyolog Dr. Feryal
Saygılıgil ile konuştuk.
taz.gazete: 8 Mart Türkiye’de kadın hareketinin en görünür olduğu gün.…
türlü toplumsal muhalefetin önüne geçen yasaklar, İstiklal Caddesi’nde
yürüyüş yapan kadınları durduramıyor. Her kesimden kadının sokağa ç�…
caddenin rengarenk görüntüleri yalnızca Türkiye'deki genel gidişata tezat
oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda köklü bir değişimin mümkün olduğu…
hatırlatıyor.Türkiye’de 8 Mart niçin bu kadar önemseniyor?
Feryal Saygılıgil: Türkiye’de yeni bir “cinsiyet rejimi“ söz konusu. …
yıllarda hükümet son derece planlı ve istikrarlı bir güzergah izledi. Kad…
cinayetlerinin, erkek şiddetinin bu iktidar döneminde artması, Kadın ve
Aile’den Sorumlu Bakanlık’ın isminin Aile, Çalışma ve Sosyal Politikal…
Bakanlığı olarak değiştirilmesi bunun göstergeleri. Son derece aileci bir
sistemle karşı karşıyayız.
Barış Ünlü’nün ünlü kitabı Türklük Sözleşmesi gibi bir “aile s�…
mevcut. Nasıl ki Türklük Sözleşmesi, Sünni Müslüman erkeklerden oluşan,
kapalı, kendi içine gömülmüş ve sır tutan bir Türklük üzerine kuruluy…
aile de öyle. Daha da geriye gidersek bu, Fransız Devrimi sonrası tarif
edilen erkek yurttaşlığının bu coğrafyada benimsenmiş hali. Kadın buna
karşı çıktığındaysa, ya şiddete uğruyor ya da öldürülüyor. Kadınl…
Kasım’da, 8 Mart’ta nasıl sokağa çıkmasınlar?
Erkek yurttaşlığından kastınız nedir?
Buna göre, kadınlar, erkekler gibi yurttaş değillerdi, annelerdi.
Kadınların yurttaşlığı esasında gelecek nesli yetiştirecek olan annelik
üzerinden tanımlanıyordu. Kadını eve kapatmak patriyarkanın çok işine g…
bir şey. Günümüzde de bunu sosyal politikalarda atılan geri adımlarda, ka…
harcamalarındaki kısıtlamalarda görebiliyoruz. Mevcut sosyal politikalar
kadını anneliğe sabitliyor. Bakım emeği kadının üzerine yükleniyor. Bir
kurum tarafından belirlenen, kadınların deneyimlerinin hiçe sayıldığı
kurumsallaştırılmış bir annelik var. Kadını eve kapatma, ne yapacağını
söyleme, öğretme ve bakım emeğini yükleme üzerinden kadını sömürme
politikası.
Bu bahsettiğiniz 200 yıllık bir süreç. Ama AKP sadece 17 yıldır
hayatımızda. “Cinsiyet rejimi“ neden şu an AKP'de vücut buldu?
Aslında içinde yaşadığımız sistem “patriyarkal kapitalizm“. AKP dön…
giderek artan muhafazakar ve aileci politikalar hem kapitalizmin, hem
patriyarkanın, hem de muhafazakarların işine geliyor. AKP ne yaptı?
Boşanmaları zorlaştırdı. Bu, aileye dönük yatırımla ilgili bir adımd�…
Sezaryenin, kürtajın yasaklanması konuşulmaya başlandı, üç çocuk kampa…
başladı, nafaka konusu tartışılıyor.
Bu muhafazakarlığın yanı sıra “Kadın kocasının rızası olmadan ona s…
dönerse (cinsel birlikteliği reddederse) melekler ona lanet okur“ gibi
kadın bedeni üzerinden üretilen söylemler sürekli karşımıza çıkıyor.…
dindarlaşmanın toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerindeki etkisi nedir?
2008’de 400 küsür kamu kreşi varken, 2016’da bu sayı elli küsura düş…
durumda. Müftülüklerinse binin üzerinde kreşi var. Bunlar ailenin
sağlamlaştırılmasına hizmet eden söylemler. Son dönemde Diyanet'in Alo
Fetva hattı üzerinden hizmet veren kadın vaizeler gündeme geldi. Bunlar
yaşam koçları gibi davranıyor. Telefonun bir ucunda vaize, diğer ucunda
derdi olan kadın var. Kadın derdini anlatıyor, diğeri dini kurallar, İslam,
gelenekler, kültür çerçevesinde ona nasıl davranması gerektiğini söylü…
Sosyal hizmetler Diyanet üzerinden hükümetin kontrolüne giriyor. Diyanet’…
bu alana dahil olması kadınları aile içine sıkıştıran bir durum.
Şubat ayında, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Yekta Saraç, Yüksek Eğitim
Kurumları Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projesinde değişiklik yapılacağın…
“toplumsal cinsiyet eşitliği“ yerine “adalet temelli kadın çalışmal…
ifadesinin getirileceğini açıkladı. Yani eşitlik yerine adalet. Eşitlik
olmadan adalet olabilir mi?
Hayır, bu “kadın erkek hiçbir şekilde eşit değildir, doğaları gereği
farklıdır“ anlamına geliyor. Buna göre iki cinsiyetin de kendi içlerinde
farklı ihtiyaçları var. Nedir bunlar? “Kadınlar duygusaldır, onlar adına
karar vermek gerekir“, „erkek rasyoneldir, karar vericidir, aklı temsil
eder“ gibi söylemler. Dolayısıyla her iki cinsiyet için adalet farklıdı…
Ayrıca adalet dendiğinde de ikili cinsiyetten bahsediliyor. Üçüncü cins ya
da cinsel yönelim diye bir şey hiçbir şekilde gündemlerinde yok. Bu çok
tehlikeli bir şey. Oysa kadın ve erkek aslında atanmış cinsiyetlerdir.
Ama son dönemde televizyon programlarında “eşitlik değil adalet“ savunu…
yapanlar arasında kadınlar olduğunu da gördük. Bunun sebebi nedir?
Bir kafese yakından baktığınız zaman hiçbir şey fark edemezsiniz ama
uzaklaştığınızda onun bir kafes olduğunu anlarsınız. Kadınlar o kafesle
öylesine çevrelenmiş durumdalar ki. Herkes yaşadığı yerde kabul görmek
istiyor. Feminist olmak kolay bir süreç değil. Her şeyi sorgulamak, en
başta kendinle hesaplaşman gerekiyor. Ve bu devrimci bir süreç, çünkü bu…
her gün yapman gerekiyor. Sancılı bir süreç çünkü bir de her şeye nifak
sokmak zorundasın. Her şeye kılçık atıyorsun. Bunu göze almak hiç kolay
değil. Değişmeyi göze almak zorundasın çünkü feminist olmak insanı bir…
sabitleyen bir durum değil.
Erkeklik bugün artık dünyada tartışılan bir kavram olsa da, Türkiye’de
kadına yönelik şiddete bile “Erkek adam, karısını dövmez“ gibi, yine
erkekliği överek karşı çıkılıyor. Erkeklik Türkiye’de niçin bu kadar
korunuyor?
Erkekliği niçin delemiyoruz? Çünkü namus çok önemli. Namustan anladığ�…
şey kadına sahip olma meselesi. Yani aslında kadının cinselliğinden
bedeninden sorumlu olma ve hiç tartışmaya açmama hali. Bir ikincisi de,
hala çok gündemde olan ve bizim defaten gündeme getirdiğimiz “ayıp, gün…
gibi sözcüklerin dolaşımda olması. Çocukluktan itibaren bazı şeylerin
konuşulmaz olması. Bunların açık konuşulabilmesi gerekiyor. Ancak buradan
gelen bir eğitimle bir kişi ancak kendi erkekliğini aşabilir.
Türkiye’deki sol-sosyal demokrat hareketlerde patriyarkanın hakimiyeti
nasıl?
Patriyarka her yerde son derece güçlü. 1970 sonrasında kadınların feminiz…
el yordamıyla arayıp bulma biçimleri tam olarak bunun yanıtı. O sol
örgütlenme içerisinde yalnızlaşmaları, bacı ya da yoldaş yerine konmala…
her daim arkada kalıyor olmaları, hiçbir şekilde sözlerine sahip olmaları…
izin verilmemesi, hep örgüt üzerinden kendilerini tanımlamak zorunda
olmaları… Ama artık kadınlar çok daha güçlü. Artık bu geri döndürü…
durum. Genç kadınlar inanılmaz isyankarlar. 8 Mart’larda binlerce kadının
sokakta olması boşuna değil. Çünkü kadınların mücadelesiyle çok önem…
kazanımlar oldu. Artık kadınlar yalnız olmadıklarını biliyorlar.
Kadınlar hem özel alanda hem kamusal alanda uğradıkları şiddeti daha fazla
dillendiriyor. Ama bir yandan da Sosyalist Feminist Kolektif gibi
örgütlenmelerin dağılmasına ya da Ayizi gibi feminist yayınevinin
kapanmasına şahit olduk. Türkiye feminist hareketi bir dönüşüm mü
geçiriyor, yoksa bir krizde mi?
Feminizmin krizde olduğunu düşünmüyorum.1980’lerde Kadın Çevresi, bili…
yükseltme grupları kuruldu ama bu gruplar tutmadı ve başka bir şeye
evrildi. Hayatımızda SFK’nin olması, Ayizi’nin olması çok önemliydi.
Ayizi’nin kapanıyor olmasına çok üzülüyorum çünkü bu kadar feministi…
bir feminist yayınevini yaşatamadık. Evet dönüp kendimize bakmamız
gerekiyor. Sürekli söz söyleme telaşında olmak kolay bir şey değil. Ve bu
örgütlenme açısından da yıpratıcı olabiliyor. Ama bu bitiyor, başka bi…
başlıyor. Mesela inanılmaz web siteleri var: Çatlak Zemin, 5Harfliler,
Reçel gibi. Buralarda kadınların sesleri duyuluyor. Demek ki başka
örgütlenmeler gerekiyor.
Son dönemde Batı’da feminizmin ciddi bir popülaritesi var. Gillette’in
erkekliği tartışan son yaptığı reklamı çok ses getirdi. Bu bir yükseli…
yoksa neoliberalizmin feminizmi araçsallaştırılması mı?
“Neoliberal politikaların feminizmi kullanma hali kendini Gillette
reklamında açığa çıkardı“ demek çok basit olur. Kapitalizm istediği …
tüketicisini seçer. Ama bu yine de yukarıda bahsettiğimiz “sembolik şidd…
meselesinin dışında bir şey söylüyor. “Şiddet uyguluyorsun, bunu
yapmayacaksın“ diye bağırıyor. Bence farklı erkeklik hallerini dolaşıma
sokmak çok önemli.
7 Mar 2019
## AUTOREN
Elif Akgül
## TAGS
taz.gazete
Toplum
Politika
taz.gazete
## ARTIKEL ZUM THEMA
You are viewing proxied material from taz.de. The copyright of proxied material belongs to its original authors. Any comments or complaints in relation to proxied material should be directed to the original authors of the content concerned. Please see the disclaimer for more details.