Introduction
Introduction Statistics Contact Development Disclaimer Help
# taz.de -- Kadına yönelik şiddete karşı mücadele günü: Kadınların K�…
> Ama şimdilik sadece şunu söyleyeyim kız kardeşlerime: Kafanızda başka …
> ses üretin. O berbat sesin söylediklerinin tam tersini söyleyen başka bir
> ses. Size şefkat gösteren bir ses.
Bild: Kadının kendini güçsüz ve yetersiz hissetmesine neden olan her düze…
Paris’te şimdilerde müze olan Rodin’in evindeyim; çok genç olduğum iç…
kendimi ihtiyar hissettiğim bir yaştayım. Rodin’in eli ve Claudel’in yü…
gerçek boyutlarıyla çıkarılmış kalıplarıyla bir camekanın içinde dur…
El çok büyük, yüz çok güzel. Hafızamda sonradan değiştirmediysem- ki
yazmakla yaşamayı sık sık karıştırdığım için bunu yaparım- yüz avu…
içinde duruyor. Parçanın adı “Güzel ve Çirkin“.
Öfkeleniyorum. Camille Claudel’in onlarca yıl akıl hastanesine
kapatılmasına, Rodin’in bu inanılmaz kadına karşı mevzilenmiş erkek d�…
ile işbirliği yapmasına ama en çok da Claudel’in bu adamı yine de
sevmesine… Yüzünü avucunda sıkıştıran bu elin onu okşadığını zann…
Rodin’e değil, Claudel’e kızgınım. Kendini koruyamadığı için kızg�…
Kurbanlara kızacak kadar gencim demek.
Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gün…
ben en çok kendi kendimize uyguladığımız şiddette karşıyım. Şiddet g�…
için ne bir erkeğe ihtiyacımız var ne de erkek egemen dünya ile işbirliği
yapan hain kadınlara. Binlerce yıl ezildikten, aşağılandıktan ve alay
edildikten sonra kafamızın içine yerleşen, neredeyse genetik kodumuza
işlenen mekanizma sayesinde bir kadın etrafında kimse olmasa da kendi
kendini dövebilir, işkence edebilir ve ruhen can çekişebilir.
Tıpkı bir kölenin ezilmeye katlanmak için köleliği normalleştirmesi gibi.
Ve köleliğin devam edebilmesinin birincil nedeni kölelerin bunu doğal durum
sanmasıdır. Zulmün sona ermemesi ancak bu kabul ile mümkündür. Köle,
efendiyle böylece işbirliği yapar.
## Acıtmayan her şey gıdıklıyor
Sahnedeyiz. Bir sunucu, beni ve yaptıklarımı övüyor. Kitabınız çıktı�…
çeşitli dillerde, çeşitli ülkelerde defalarca tekrarlanan bir sahne bu. Ben
her dilde aynı şeyi yapıyorum. “Yok canım“ diyorum, “O kadar da deği…
zaman iltifatlar başlasa o iltifatların yersiz olduğunu ispatlamaya
çalışıyorum. Bir erkek gibi sakince oturup benimle ilgili söylenen güzel
sözleri dinlemeyi beceremiyorum. Ve her seferinde aynı şekilde bitiyor bu
konuşma. Gülerek, kendimle alay ederek şu acıklı sözleri söylüyorum:
“Saldırılara, aşağılanmaya karşı ne yapacağımı çok iyi biliyorum. …
iltifatlar karşısında yerin dibine geçiyorum. Tıpkı çiçek verildiğinde
nasıl tutacağını bilemeyen genç kızlar gibi.“ Acıtmayan her şey
gıdıklıyor…Yüzümü sıkıştırmayan her el havada kalıyor…
Kadına şiddet uygulayan her erkek cezalandırılabilir. Kadının kendini
güçsüz ve yetersiz hissetmesine neden olan her düzen yıkılabilir. Ve hay�…
henüz bunun nasıl bir his olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz. Ama kafamızın
içindeki bu berbat mekanizma, bu en beter şiddeti uygulayan ve geri kalan,
dışarıdan gelen her tür şiddeti kolaylaştıran bu mekanizma… Kendimizi
değersizleştiren küçük, kötücül makina. Ona karşı ne yapacağız?
Karşımda genç, akıllı, canlı, hamarat ve güzel bir kadın oturuyor. Her
kadın gibi o da binlerce yıllık kadınlık tarihinin bir eseri. (Yoksa bu
kadar karmaşık olmazdık) Sigarasının dumanını savurarak, sanki
söylediklerinin ne kadar hastalıklı olduğuna aldırmadan konuşuyor. Onu
insanca seven genç bir adamdan söz ediyor. “Bilmiyorum“ diyor yüzünü
buruşturarak, “Bana fazla iyi davranıyor. Bu yüzden hep sanki eksik bir ş…
var gibi. Sanırım bu yüzden onu ciddiye alamıyorum.“
## “Hadi oradan!“
Kolunu sıkıyor, bir duyguyu ya da bir duygu eksikliğini tarif etmek için.
“Sanki o kadar hafif dokunuyor ki dokunduğunu hissetmiyorum. Tüy gibi…
Sadece gıdıklıyor.“ Çok genç olduğu için kendini olgun hissediyor. Olg…
hissettiği için, tıpkı çocuklar gibi istemeye çekindiği çikolata
verilecekmişçesine dikkat kesiliyor söyleyeceklerime. Kendinden yaşlı kız
kardeşin bu garip kadın bulmacasına bir cevabı olmalı. Ona diyorum ki “B…
hak ettiğine inanmalısın. Böyle güzel sevilmeyi hak ettiğine. Ve sadece
böylesinin sevgi olduğunu kendine öğretmelisin. Çünkü sana tam tersi
öğretildi ve bunu kendi seçimin sanıyorsun.“Dumanı biraz daha savuruyor.
Belli ki bunu anlamak için daha birkaç yıla ihtiyacı var.
Kafamda “Değersizsin, yeterince başarılı değilsin, beğenilmeyi hak
etmiyorsun, kendini ne sanıyorsun ki!“ diyen, bunları durmadan söyleyen
sesi nasıl kıstığımı bir gün uzun uzun anlatacağım. Ama şimdilik sade…
şunu söyleyeyim kız kardeşlerime. Kafanızda başka bir ses üretin. O berb…
sesin söylediklerinin tam tersini söyleyen başka bir ses. Size şefkat
gösteren bir ses.
O küçük kötücül değersizleştirme makinesi çalışmaya başladığında…
beline koyup “Nedenmiş o?“ diye soran, “Hadi oradan!“ diye kovalayan b…
ses. Garip mi? Şizofrenik mi geliyor kulağa? Belki de. Ama ben de binlerce
yıllık kadın tarihinin bir eseriyim. Binlerce yıllık kadının ezilmişlik
tarihine karşı yalın kılıç ancak bunu yapabiliyorum. Ama daha iyisini
beraber yapabileceğimize kesinlikle inanıyorum.
25 Nov 2018
## AUTOREN
Ece Temelkuran
## TAGS
taz.gazete
Toplum
taz.gazete
## ARTIKEL ZUM THEMA
You are viewing proxied material from taz.de. The copyright of proxied material belongs to its original authors. Any comments or complaints in relation to proxied material should be directed to the original authors of the content concerned. Please see the disclaimer for more details.