Introduction
Introduction Statistics Contact Development Disclaimer Help
# taz.de -- Türkiye'den göç: „Aynı hatayı sığınmacılarla yapıyoruz�…
> Yönetmen Çağdaş Yüksel, 60'lı yıllarda Almanya'ya gelen ilk kuşak mis…
> işçileri konu alan ve yapım aşamasında olan „Gleis 11 (Peron 11)“ ad…
> belgeseli üzerine konuştuk.
Bild: Rejisörün dedesi ve ailesi.
Siyaset ve Sosyal Bilimler öğrencisi olan Çağdaş Yüksel (23), 1966
senesinde dedesinin misafir işçi olarak Adana'dan Mönchengladbach'a geldiği
yaşta. Çağdaş dedesini hiç tanımamış. 2015'te çektiği „Asyland“in…
ikinci filmi „Peron 11“ ile Yüksel, dedesinin ve diğer misafir işçilerin
hikayesinin peşine düşüyor. Türkçe ve Almanca olarak yayınlanacak olan
belgesel 2018 ilkbaharında sinema salonlarına gelecek.
## taz: Almanya 1961-1973 yılları arasında 2 milyonun üzerinde insanı
misafir işçi olarak kabul etti. Bu konuya dair Şamdereli Kardeşler'in
çektiği „Almanya“ adlı örneğinin dışında çok fazla sinema ve belge…
yok. Bunun sebebi nedir?
Çağdaş Yüksel: Özellikle sanat alanında göçmen kültürünün işlediği
nitelikli eserlerin artması zaman alan bir süreç. Üzerinde uzun süre
araştırma yapmanız gerekiyor. Bu konuda yapılan çalışmalar birbirini
besliyor ve sayıyı doğal olarak arttırıyor. Elbette Fatih Akın gibi
örnekler var ama sayı tabi ki az. O yüzden bir şekilde ilk adımı atmanız
gerekiyor.
## Şu an „Peron 11“ ile tam da bunu yapıyorsunuz. Bu konuyu ele almanız�…
sebebi nedir?
Ben dedemi hiç tanımadım ve o nesilden olanların çoğu artık çok uzun y�…
yaşamayacak. Onca hikayenin kaybolup gitmesi üzücü olurdu. Her biri
hikayelerini anlatmaya başlamadan önce gülümsemeye başlıyorlar.
## Hikayelerden hiç aklınızda kalan var mı?
Var. Bir tanesinde, trenle gelen işçilere trenin Demir Perde'nin yakınından
geçeceği söyleniyor. Bu insanlar saatlerce trenin pencerelerinden sağlı
sollu dışarı bakarak demir bir perde arıyorlar ve bulamıyorlar. Bu o kadar
şirin ki. Araştırma, tıpkı nostaljik bir kahve sohbeti gibi.
## O dönemden kalma olumsuz anılar da var mı?
Elbette, birçok insan ayrımcılık ve ırkçılığı çok iyi anımsıyor. 1…
senesinde gerçekleştirilen bir anket, Almanya halkının sadece yüzde
27'sinin misafir işçilere olumlu baktığı görünüyor. Göç, toplumsal ol…
kabul gören bir olgu değilmiş. İlk etapta ekonomik faktörler göz önünde
bulunduruluyormuş.
## Filmin isminde nasıl karar kıldınız?
İstanbul Sirkeci garından kalkan ilk trenlerin Münih tren garındaki 11
numaralı peronda durduğunu okudum. İyi planlanmış bir yolculuğun ardından
bu insanlar 11 numaralı perona varmışlar ama sonrasında ne olacağını kim…
bilmiyormuş.
## Alman devletinin zamanıda misafir işçilere yaklaşımını nasıl
değerlendiriyorsunuz? Gözünüze çarpan, etkisi bugüne dek süren hatalar v…
mı?
İnsanlar zamanında toplu konaklama tesislerine tıkıştırıldılar. Şu and…
aynı hatayı sığınmacılarla yapıyoruz: Daracık alanlarda 500 insan bir a…
kalıyor. Entegrasyonun bu şartlar altında kolay gerçekleşemeyeceğini
anlayabilmek için sosyolog olmak gerekmiyor.
Duisburg-Marxloh, Berlin-Kreuzberg gibi yerler şu anda birer kültürel zirve
haline gelmiş olabilir. Misafir işçilik aynı zamanda Türkiye için de bir
kalkınma faktörüydü. O dönemde Almanya'dan Türkiye'ye ciddi bir para akı…
oldu. Bu yüzden ben şuna inanıyorum: Bunun parçası olan hiç kimse ne
yaptıklarını ve bu işin sonunun nereye varacağını bilmiyorlardı.
## Yabancılık hissi hem „Asyland“ filminde, hem de „Peron 11“de önem…
rol oynuyor. Bu toplumun içine doğmuş olmalarına rağmen birçok genç,
kendini yabancı gibi hissediyor. İlk neslin sahip olduğu yabancılık hissi
ile bunun farkı nedir?
Sanıyorum ırkçılık ve ayrımcılık deneyimleri ve Türkiye'ye yakın olma
isteği arasında bir bağ mevcut. Bence Almanya'da yaşayan, burada doğup
büyümüş ve henüz asla Türkiye'de yaşamamış çok sayıda insan, Türkiy…
ilgili pek bilgi sahibi değil. Fakat kendilerini burada belki de dışlanmış
hissettikleri için Türkiye'ye karşı bir çekim hissediyorlar. Bu ciddiye
alınması gereken bir durum. Ve böyle insanları- buna aşırı sağcı AfD
seçmeni de dahil- etiketleyip toplumun dışına itmenin doğru olmadığını
düşünüyorum. Bunlar genel hatlarıyla ilk nesilden daha farklı tecrübeler.
## Çekimlerde hangi aşamadasınız? [1][Fragman bitmiş bile].
Prodüksiyon aşamasına henüz geçmedik, ben araştırma konusuna çok önem
veriyorum. Özellikle içinden geçtiğimiz süreçte bu ve benzeri konular risk
barındırıyor: Bana sıkça filmin ardında hangi ismin yer aldığı, siyasi
etkilerin söz konusu olup olmadığı soruluyor. Mevcut politik durumu
hikayeden uzak tutabilmek, türlü hikayeler dinlemek ve baş karakterler
seçebilmek için araştırma aşamasına çok fazla zaman ayırdım ve hala
ayırıyorum.
## Yani bir çok insan bu film aracılığı ile siyasi bir tartışma amacı
güttüğünüz kanısında mı?
Evet, kesinlikle. Şu sıralar bir Almanya Türk'ü olarak gittiğin her yerde,
hem Almanlar, hem de Türkler tarafından siyasi görüşüne dair sorularla
karşılaşıyorsun. Erdoğan'ı destekliyor musun, ona karşı mısın? Misafi…
hareketi de güncel siyasetle veya AB ilişkileri ile ilgilenmiyor. En başta
ilgilendikleri konu ilk neslin deneyimleri ve hisleri.
## Bu şartlar altında çalışırken zorlanıyor musunuz?
Güzel, nostaljik bir film çekmek istiyorsunuz fakat insanlar Facebook'ta şu
gibi şeyler yazıyor: Bu projenin ardında hangi oluşum var, kiminle
işbirliği içindesin? Ben de kendi kendime şunu diyorum: Sakin olur musun?
Crowdfunding ile finanse ediyorum. Tam da filmi televizyon kanalları, özel
şirketler veya siyasi düşüncelerle finanse etmemek için yapıyorum.
## Araştırmanız esnasında başka ne gibi çıkarımlara vardınız?
Her şeyin salt olumsuz olmadığını, birçok güzel hikayenin de var olduğu…
gördüm. Alman-Türk dostluğu o kadar değerli ki, bu siyasi aktörler
sebebiyle yok etmeye değmez.
…
„Peron 11“in 2018'in ilkbaharında Almanya'daki sinemalarda gösterime
girmesi planlanıyor. 30 Temmuz tarihine dek [2][Crowdfunding] yoluyla
kaynak aramaya devam edecek.
12 Jul 2017
## LINKS
[1] https://www.facebook.com/pg/gleiself/videos/?ref=page_internal
[2] https://www.startnext.com/gleis11
## TAGS
taz.gazete
Kültür
taz.gazete
taz.gazete
## ARTIKEL ZUM THEMA
Migration aus der Türkei: Keine Baklava ohne „Gastarbeiter“
Çağdaş Yüksel dreht einen Dokumentarfilm über Deutschlands erste
„Gastarbeiter“. Er soll, wenn das Crowdfunding erfolgreich ist, 2018 in die
Kinos kommen.
You are viewing proxied material from taz.de. The copyright of proxied material belongs to its original authors. Any comments or complaints in relation to proxied material should be directed to the original authors of the content concerned. Please see the disclaimer for more details.