# taz.de -- Patataz – kelime bilimi: Godfather misali | |
> Mahalle kabadayılarının anlaşmazlıkları çözmek için verdikleri karara | |
> racon derler. Peki kim, kime, nerede, ne zaman ve niçin racon keser? | |
Bild: “Eğer racon kesilecekse bu raconu bizzat kendim keserim.“ | |
Bir kelimenin bir dilden diğerine geçerken anlamının değişmesi ilgi çeki… | |
Örneğin Türkiye’de pavyonlarda müşterilere onların kız arkadaşları g… | |
davranmakla görevli kadınların işine konsomasyon, bu kadınlara da | |
konsomatris denir. Fransızcadan aldığımız bu iki kelimenin asıl anlamları | |
sırasıyla “tüketmek“ (consommation) ve “tüketici“ (consommatrice). | |
Türkiye’de consommation yapan consommatrice’ler de tüketir hem de bol bol | |
tüketir ama hesabı masalarına oturdukları müşterileri öder. Bu | |
işletmelerdeki mönülerde de her şey için açık açık iki fiyat yazar: M�… | |
kendi içerse yirmi lira olan içki, konsomatris tarafından içilirse kırk | |
liradır. Gerçi duyduğum kadarıyla öyle yerlerde yiyip içilenin önemi | |
olmuyor çünkü bir şekilde cebinizde ne kadar para varsa alıyorlar. | |
## Bir tür “girlfriend experience“ | |
Bildiğim kadarıyla Almanca’da konsomatris’i karşılayan bir kelime yok. | |
(Amerikan İngilizce’sinde 1930’larda “B-Girl“ var ama B-Girl de tam | |
karşılamıyor çünkü konsomatrisler, müşterileriyle, içki ısmarladıkla… | |
sürece “kocacığım, sevgilim“ falan diye konuşup, öyle davranıyorlar.… | |
tür “girlfriend experience“ ama seks yok, bütün ilişki masada sevgili g… | |
davranmak. | |
Bu ilişkide “kocacığım“ hitabının çok kullanılmasından anladığı… | |
kendi eşiyle içkili yerlere gitmek istemeyen, hatta eşinin evden çıkmasın… | |
bile hoş karşılamayan erkekler, filmlerde falan gördüğü insan gibi karı | |
koca bir yere gidip iki kadeh içki içenlere olan özentilerini bu şekilde | |
gideriyorlar. | |
## Racon kesen serseriler | |
Benzer bir kelimesiyse racon. Türkçe’den geçmiş hâlini Duden’de bulama… | |
ama Duden’de 2013’te Almanya’da yılın gençlik kelimesi seçilen Babo�… | |
bulamadım. Bakarsınız Haftbefehl kardeşimiz (Hafti Abi) bir de racon diye | |
şarkı yapar da bu sefer “die Racon“ diye yepyeni bir kelime armağan | |
ediverir Almanca’ya. | |
Racon bize İtalyanca’dan geçmiş, İtalyanca’da gerekçe, mantık kullanma | |
anlamı var. Bizde ise argoda mahalle kabadayılarının anlaşmazlıkları ç�… | |
için verdikleri karar, bir tür itlik kopukluk muktesabatı belirleme | |
anlamına kavuşmuş. O yüzden Türkçe’deki racon kelimesinin karşılığ�… | |
itlik kopukluk muktesabatı anlamına gelen bir Almanca kelime varsa o da | |
kullanılabilir. | |
Neticede bu racon kesen, birbirini bıçaklayan, adam döven, haraç kesen | |
serseriler, aralarında bir sorun yaşadıklarında polise, savcıya, hakime | |
gidecek değiller. Bu adamlar zaten toplumun üzerinde uzlaştığı kuralları… | |
çerçevesinde hareket ettiği kanunları her gün çiğniyorlar ve “racona“ | |
ihtiyaç duydukları konular da en hafifinden ihkak-ı hak, yani hiçbir | |
yetkiye sahip olmadan adaleti sağlama konuları. | |
## Marlon Brando ve Robin Hood | |
Hani ünlü Godfather filminin başında Marlon Brando kendisine gelen | |
sorunları çözüyor ya, işte ona racon diyebiliriz herhâlde. Dikkat edersen… | |
Marlon Brando “racon keserken“ kendisine gelenlerin dertlerine o an için | |
derman oluyor, sorunlarını çözüyor ama bir yandan da onları kendine borç… | |
kılıyordu. | |
Zaten bu dünyadaki organize suç şebekelerinin herhâlde tarih boyu | |
kullandıkları bir yöntem: Robin Hood zenginden alıp fakire veriyorsa bile | |
muhtemelen zenginden on alıp fakire bir veriyor ama karşılığında da yeri | |
geldiğinde fakirin kendisini saklamasını, peşine düşen olursa korumasını | |
falan sağlamış oluyordu. | |
Zamanında Anadolu eşkıyaları halk tarafından seviliyorsa halkın | |
karşısındaki güçlerle savaştıkları için seviliyordu. Ha bir faydaları | |
oluyorsa da dediğim gibi karşılığında bir çıkar beklentileri de oluyord… | |
## Kabadayı yolu | |
Yine aynı şekilde, garip bir şekilde romantize edilen İstanbul kabadayılar… | |
da egemenliklerini kurdukları mahallede halka boşuna çorba dağıtmıyor, ye… | |
geldiğinde kendi işlediği suçları üstlensinler, kanuna karşı kendisine | |
kalkan oluştursunlar diye dağıtıyordu. | |
Mahalle halkı kendi aralarındaki sorunları da karakola, mahkemeye taşımak | |
yerine daha kısa yoldan ve beklemeden çözmek için kabadayıya başvuruyordu. | |
Zaten biri kabadayıya değil de mahkemeye taşısa bu sefer kabadayının | |
kestiği racona ters bir iş yapmış olacağı için başı belaya giriyordu. | |
Kısacası raconu kimler keser dediğimizde, otomatik olarak yaşadıkları | |
sorunları hukuk yoluyla çözmeye niyeti olmayan, mahalle halkına korku salan | |
serseri takımı keser diyebiliriz. Bu kabadayıların, bir yandan mahallede | |
terör estirmeye devam etmek, bir yandan da yarattıkları terörü mahalle | |
halkının gözünde meşru kılmak için ortaya koyduğu hukuka aykırı, ipe … | |
gelmez kurallara racon deniyor. | |
## “Mahkemeye güvenmeyin, kanun benim“ | |
Eğer bir yerde racon kesen birileri varsa, orada bildiğimiz anlamda bir | |
hukuk yok demektir. Raconu kesen, egemen olduğu mahallenin içinde olduğu | |
dünyanın, üzerinde uzlaşılmış hukuk kaidelerine uymayı reddettiği, | |
mahallesinde kendisinin koyduğu ve elbette hepsi eninde sonunda kendi | |
çıkarlarını gözeten kuralların dışında başka bir hukukun, kanunun | |
uygulanmasını istemediği için racon keser. | |
Racon kesmek, halka “Boşuna mahkemeye, polise, mahallenin dışındaki düny… | |
güvenmeyin, buraların haracını da ben yerim, bahşişini de ben dağıtır�… | |
kanunu da benim!“ demekten ibarettir. | |
3 Sep 2017 | |
## AUTOREN | |
Barış Uygur | |
## TAGS | |
taz.gazete | |
Toplum | |
Patataz | |
taz.gazete | |
## ARTIKEL ZUM THEMA |