Introduction
Introduction Statistics Contact Development Disclaimer Help
Return Create A Forum - Home
---------------------------------------------------------
deism is accessible in turkey
https://turkiyedeizm.createaforum.com
---------------------------------------------------------
*****************************************************
Return to: lisan tarih arkeoloji edebiyat sanat muzik sinema s...
*****************************************************
#Post#: 1453--------------------------------------------------
dinsel kitaplar ilahi betik metinleri
By: rangi alchera Date: May 19, 2020, 2:52 pm
---------------------------------------------------------
[font=palatino linotype]✔
https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?p=645692#post645692<br
/>Yuhanna Ed Dime&#351;ki nin "de haeresibus adl&#305; eseri.
Bat&#305;da oryantalistlerin islam hakk&#305;nda
g�r�&#351;lerini temellendirdikleri birka� ki&#351;i var ve bu
ki&#351;ilerin en �nemlisi diyebilece&#287;imiz Yuhanna ed
Dime&#351;ki dir. A&#351;a&#287;&#305;da terc�me edilmi&#351;
eseri, islam hakk&#305;nda yazd&#305;&#287;&#305; 4 eserden
birisi ve en �nemlisi. yazd&#305;&#287;&#305;n &#351;eylerin
g�venilir olmad&#305;&#287;&#305;n&#305; da belirtenler
olmu&#351;. fikir edinmeniz ad&#305;na okuman&#305;zda yarar
var. Yuhanna Ed Dime&#351;ki 760 gibi �ld� deniyor tabi
ya&#351;ad&#305;ysa
Yuhanna ed-D&#305;ma&#351;k&#299; Peri Aireseos ya da De
Haeresibus�un 100. B�l�m� (�ev. Dr. &#304;smail
Ta&#351;p&#305;nar)
Giri&#351;
1. Bir de g�n�m�zde hala ciddi olarak
varl&#305;&#287;&#305;n&#305; s�rd�rmekte olan, kavimleri yoldan
�&#305;karan ve deccal&#305;n
(&#945;&#777;&#957;&#964;&#953;&#967;&#961;&#943;&#963;&#964;&#9
59;&#965;)
gelece&#287;ini haber veren &#304;smaililer vard&#305;r.
Onlar&#305;n k�keni, &#304;brahim ve Hacer�in o&#287;lu olan
&#304;smail�e dayanmaktad&#305;r. Bundan dolay&#305;, onlara
Hacer�ler
(&#902;&#947;&#945;&#961;&#951;&#957;&#959;&#953;&#768;) ve
&#304;smail�ler
(&#906;&#963;�&#945;&#951;&#955;&#953;&#771;&#964;&#945;&#953;)
de denmektedir. Bunlar ayr&#305;ca Sarasinler
(&#931;&#945;&#961;&#945;&#954;&#951;&#957;&#959;&#965;&#768;&#9
62;)
olarak da isimlendirilmektedir. Bu, �Sare taraf&#305;ndan
[mirastan] mahrum b&#305;rak&#305;lm&#305;&#351;lar�
anlam&#305;na gelmektedir. Ger�ekten de Hacer, mele&#287;e �Sare
beni mahrum b&#305;rakarak kovdu� &#351;eklinde cevap
vermi&#351;tir. Onlar, putperest idiler ve Sabah
y&#305;ld&#305;z&#305; ile, kendi dillerinde tam olarak Kabar
diye isimlendirdikleri ve �b�y�k� anlam&#305;na gelen Afrodit�e
tapmakta idiler.
&#304;sl�m�&#305;n Zuhuru
B�ylece, Heraklius�un d�nemine kadar a�&#305;k�a putperestlikle
amel ettiler. Bu d�nemden g�n�m�ze kadar, kendi aralar&#305;ndan
Mamed (&#924;&#940;�&#949;&#948;) ad&#305;nda bir yalanc&#305;
peygamber
(&#968;&#949;&#965;&#948;&#959;&#960;&#961;&#959;&#966;&#942;&#9
64;&#951;)
ortaya �&#305;kt&#305;. Eski ve Yeni Ahid ile ilgili bilgileri
tesad�fen �&#287;rendikten ve, ayn&#305; zamanda, muhtemelen bir
arius�u rahib (�&#959;&#957;&#945;&#967;&#969;
&#945;&#943;&#961;&#949;&#963;&#953;&#957;) ile s&#305;k
s&#305;k g�r�&#351;t�kten sonra, kendi
sapk&#305;nl&#305;&#287;&#305;n&#305;n temelini att&#305;.
Dindar g�r�nerek halk&#305;n tevecc�h�n� kazand&#305;ktan sonra,
g�ky�z�nden gelen bir metnin
(&#947;&#961;&#945;&#981;&#951;&#957;) Tanr&#305;
taraf&#305;ndan kendisine vahyedildi&#287;ini s�ylemeye
ba&#351;lad&#305;. Kitab&#305;nda baz&#305; g�l�n� doktrinler
k�leme alarak, onlara Tanr&#305;�ya ibadetin bu &#351;ekilde
olaca&#287;&#305;n&#305; nakletti.
Kur�an &#304;l�hiyat&#305;
2. Bir tek Tanr&#305;�n&#305;n oldu&#287;unu, O�nun her
&#351;eyin yarat&#305;c&#305;s&#305; oldu&#287;unu,
do&#287;urulmad&#305;&#287;&#305;n&#305; ( �&#942;&#964;&#949;
&#947;&#949;&#957;&#957;&#951;&#952;&#941;&#957;&#964;&#945;) ve
do&#287;urmad&#305;&#287;&#305;n&#305; ( �&#942;&#964;&#949;
&#947;&#949;&#947;&#949;&#957;&#957;&#951;&#954;&#972;&#964;&#94
5;)
s�yl�yor. Onun s�ylediklerine g�re Mesih, Tanr&#305;�n&#305;n
kel�m&#305;d&#305;r ve ruhudur; ancak o, mahluktur ve onun
kuludur; M�s� ve Harun�un k&#305;z karde&#351;i olan Meryem�den
cinsel ili&#351;ki (d�llenme) olmadan do&#287;mu&#351;tur. O,
Tanr&#305;�n&#305;n kel�m&#305; ve ruhunun Meryem�e ger�ekten
dahil oldu&#287;unu ve Tanr&#305;�n&#305;n bir kulu ve
peygamberi olan �s�y&#305; meydana getirdiklerini
(&#941;&#947;&#941;&#957;&#957;&#951;&#963;&#949;)
s�ylemektedir. Ona g�re, yahudiler kanuna (&#351;eriata)
ayk&#305;r&#305; olarak onu ha�a germek istemi&#351;ler; ancak,
yakalad&#305;ktan sonra sadece onun g�lgesini ha�a
gerebilmi&#351;lerdir. O, bizzat Mesih�in kendisinin ne ha�a
gerilmeyi ne de �l�m� tatt&#305;&#287;&#305;n&#305;
belirtmektedir. Ger�ekten, Tanr&#305; onu g�ky�z�nde kendi
yan&#305;na alm&#305;&#351;t&#305;r, zira onu seviyordu.
O, ayn&#305; &#351;ekilde, Mesih g�ky�z�ne �&#305;kar
�&#305;kmaz, Tanr&#305;�n&#305;n onu sorguya �ekti&#287;ini de
s�ylemektedir: �Ey �s�! Sen mi: Tanr&#305;�n&#305;n o&#287;luyum
ve Tanr&#305;�y&#305;m, dedin?�. Ona g�re, �s� &#351;�yle cevap
verdi: �Rabbim, bana kar&#351;&#305; merhametli ol! Benim b�yle
bir &#351;ey s�ylemedi&#287;imi ve sana kul olmaktan
&#351;ik�yet etmedi&#287;imi biliyorsun. Ancak, k�t� insanlar,
benim b�yle bir a�&#305;klamada bulundu&#287;umu yazd&#305;lar;
onlar, benim ad&#305;ma yalan s�ylediler ve hata yapmaktalar.�
Onun dedi&#287;ine g�re, Tanr&#305; ona &#351;�yle cevap verdi:
�Ben, senin b�yle bir a�&#305;klamada
bulunmad&#305;&#287;&#305;n&#305; biliyorum.�
Vahyin Ele&#351;tirisi
3. Bu kitapta daha ba&#351;ka ger�ekten bir�ok g�l�n� ifade de
yer almaktad&#305;r; bir de bunun kendisine Tanr&#305;
taraf&#305;ndan inzal edildi&#287;ini iddia ediyor. Biz diyoruz
ki: Tanr&#305;�n&#305;n ona kitap verdi&#287;ine kim &#351;ahit
olmu&#351;; veya peygamberlerden hangisi, b�yle bir peygamberin
gelmesi gerekti&#287;ini haber vermi&#351;? &#350;u s�z�m�zle
onlar&#305; zor durumda b&#305;rak&#305;r&#305;z: Tanr&#305;
bulutun, ate&#351;in, karanl&#305;klar&#305;n ve
f&#305;rt&#305;nan&#305;n ortas&#305;nda tecelli etti&#287;inde,
M�s� Tevrat�&#305; Sina�da b�t�n halk&#305;n g�z� �n�nde
alm&#305;&#351;t&#305;. M�s�dan sonra gelen peygamberlerden her
biri, Mesih�in gelece&#287;ini, Mesih�in Tanr&#305;
oldu&#287;unu ve Tanr&#305;�n&#305;n o&#287;lunun bedenlenerek
gelece&#287;ini, ha�a gerilece&#287;ini, �lece&#287;ini ve
tekrar dirilece&#287;ini ve ya&#351;ayanlar&#305; ve �l�leri
onun hesaba �ekece&#287;ini tebli&#287; etmi&#351;lerdir. Biz
onlara: �Neden sizin peygamberiniz de, kendisine
ba&#351;kalar&#305; &#351;ahitlik edecek &#351;ekilde gelmedi;
ayn&#305; &#351;ekilde, neden halk&#305;n g�z� �n�nde duman
t�ten bir da&#287;&#305;n �zerinde M�s�ya Tevrat�&#305; veren
Tanr&#305;, sizin bahsetti&#287;iniz kitab&#305; ona ayn&#305;
&#351;ekilde, sizin huzurunuzda, sizi ikna edecek &#351;ekilde
vermedi?�
Onlar, �Tanr&#305; diledi&#287;ini yapar� &#351;eklinde cevap
veriyorlar. Bunu biz de iyi biliyoruz; ancak biz, kitab&#305;n
peygamberinize nas&#305;l vahyedildi&#287;ini size soruyoruz,
diyoruz. Onlar, kitab&#305;n ona uyurken inzal oldu&#287;u
&#351;eklinde cevap veriyorlar. Onlarla alay etmek i�in onlara
&#351;u soruyu soruyoruz: Madem ki, kitab&#305; uyurken, kendisi
fark&#305;nda olmadan alm&#305;&#351;; o zaman halk
aras&#305;nda s�ylenen s�z ona �ok uygun gelmekte.
129 Onlara tekrar &#351;u soruyu y�neltiyoruz: Madem ki
kitab&#305;n&#305;zda bizzat o, &#351;ahit olmadan hi�bir
&#351;ey yapmaman&#305;z&#305; veya hi�bir &#351;ey
almaman&#305;z&#305; sizden istemekte; �yleyse neden siz de ona:
�nce sen, Tanr&#305;�n&#305;n peygamberi ve resul� oldu&#287;unu
&#351;ahitlerle ispat et; ve hangi Kitap, senin lehinde
&#351;ahitlik yapmakta, diye sormad&#305;n&#305;z?
Utanm&#305;&#351; bir vaziyette, cevap veremez duruma
d�&#351;erler. Hakl&#305; olarak onlara &#351;unu s�yl�yoruz:
Madem ki, &#351;ahit olmadan tek bir kad&#305;nla evlenmenize,
al&#305;&#351;-veri&#351; yapman&#305;za ve mal sahibi
olman&#305;za m�saade edilmedi ve yine, tek bir &#351;ahit
olmadan ne merkeplere ne de davara sahip olunabilece&#287;ini
kabul ediyorsunuz; yani, kad&#305;nlar&#305;, mallar&#305;,
merkepleri ve di&#287;er &#351;eyleri ancak &#351;ahitler
huzurunda al&#305;yorsunuz; sadece �man&#305; ve kitab&#305;
hi�bir &#351;ahit aramadan kabul ediyorsunuz! Zira, size bu
kitab&#305; nakleden ki&#351;i, hi�bir g�venceye sahip
de&#287;il, ve �nceden onun lehine &#351;ahitlik eden hi�
kimseyi de tan&#305;m&#305;yoruz. Dahas&#305;, onu uyurken
alm&#305;&#351;!
&#350;irk Su�lamas&#305;
4. Onlar bizi �m�&#351;rikler� diye isimlendiriyorlar. �nk�,
Mesih Tanr&#305;�n&#305;n o&#287;ludur ve Tanr&#305;�d&#305;r
dedi&#287;imizde, bizim Tanr&#305;�n&#305;n yan&#305;na bir
ortak yerle&#351;tirdi&#287;imizi s�yl�yorlar. Biz onlara bu,
peygamberlerin ve Tanr&#305;�n&#305;n bize bildirdi&#287;i bir
&#351;eydir, diyoruz. Siz de peygamberleri kabul etti&#287;inizi
s�yl�yorsunuz. &#350;�yet biz, yanl&#305;&#351;l&#305;kla Mesih
Tanr&#305;�n&#305;n o&#287;ludur diyorsak, bunu bize
�&#287;reten ve nakleden onlard&#305;r. Onlardan
baz&#305;lar&#305;, onlar&#305; mecaz� olarak yorumlamak
suretiyle peygamberlere bizim atfetti&#287;imizi iddia
etmekteler, di&#287;er bir k&#305;sm&#305; ise,
&#304;braniler�in bizlere besledikleri kin sebebiyle ve bizleri
dal�lete d�&#351;�rmek i�in bu metinleri peygamberlere
atfettiklerini s�ylemekteler. Onlara tekrar &#351;u soruyu
soruyoruz: Mesih�in, Tanr&#305;�n&#305;n kel�m&#305; ve ruhu
oldu&#287;unu s�yleyen sizler, neden bizleri �m�&#351;rik� diye
su�luyorsunuz? Zira, kel�m ile ruh, i�inde tabii olarak
bulunduklar&#305; &#351;eyden ayr&#305;lamazlar.
Madem ki o, Tanr&#305;�da Tanr&#305;�n&#305;n kel�m&#305; olarak
mevcut ise, o zaman o da a�&#305;k�a Tanr&#305;�d&#305;r. Ancak,
&#351;�yet Tanr&#305;�n&#305;n d&#305;&#351;&#305;nda ise, o
zaman size g�re Tanr&#305;�n&#305;n kel�m&#305; ve ruhu yoktur.
B�ylece Tanr&#305;�ya bir kimseyi &#351;irk ko&#351;maktan
sak&#305;nd&#305;r&#305;rken, onu �t&#305;l
b&#305;rak&#305;yorsunuz. Ger�ekten de, O�nu �t&#305;l
b&#305;rak&#305;p ta&#351;a, oduna ya da cans&#305;z ba&#351;ka
herhangi bir &#351;eye benzer bir hal almas&#305;na sebep
olmaktansa, O�nun bir &#351;eriki oldu&#287;unu s�ylemeniz sizin
i�in daha hay&#305;rl&#305;d&#305;r. Bundan dolay&#305;, bizlere
�m�&#351;rik� demekle iftirada bulunuyorsunuz; buna
kar&#351;&#305;l&#305;k biz de sizi, Tanr&#305;�y&#305;
��t&#305;l b&#305;rakanlar�
(&#960;&#961;&#959;&#963;&#945;&#947;&#959;&#961;&#949;&#973;&#9
59;�&#949;&#957;)
olarak isimlendiriyoruz.
Putperestlik Su�lamas&#305;
5. Onlar bizi nefret ettikleri ha�&#305;n �n�nde
e&#287;ildi&#287;imiz i�in putperestlikle de su�lamaktalar. O
zaman biz de onlara &#351;�yle diyoruz: Neden ellerinizi
Kabe�nizdeki ta&#351;a s�r�yor ve onu kucaklayacak kadar
seviyorsunuz? Onlardan baz&#305;lar&#305;, &#304;brahim�le
Hacer�in bu ta&#351;&#305;n �st�nde birle&#351;ti&#287;ini;
di&#287;er baz&#305;lar&#305; ise, (&#304;brahim�in)
&#304;shak�&#305; kurban ederken di&#351;i deveyi ona
ba&#287;lad&#305;&#287;&#305;n&#305; s�ylemekteler. Biz onlara
&#351;�yle cevap veriyoruz: Kitaba g�re orada �st�nde
�al&#305;lar&#305;n ve a&#287;a�lar&#305;n oldu&#287;u bir
da&#287; varm&#305;&#351;; &#304;brahim, ate&#351;te
yak&#305;lacak kurban i�in onlardan keser ve &#304;shak�a
bunlar&#305; y�kler, e&#351;ekleri de hizmet�ilerle birlikte
geride b&#305;rak&#305;r. �yleyse, b�t�n bu sa�mal&#305;klara ne
gerek var? Ger�ekten de, bu yerde ormandan kalma bir
a&#287;a�l&#305;k yok ve buralardan e&#351;ekler de ge�miyor.
Sonra y�zleri k&#305;zar&#305;yor; o zaman da &#304;brahim�in
ta&#351;&#305; oldu&#287;unu iddia ediyorlar. Buna
kar&#351;&#305;l&#305;k biz &#351;�yle diyoruz: Sa�malayarak
s�yledi&#287;iniz gibi, var sayal&#305;m ki &#304;brahim�e ait!
Pekal� siz, sadece &#304;brahim bunun �zerinde bir kad&#305;nla
birle&#351;ti diye veya bir di&#351;i deveyi ba&#287;lad&#305;
diye ona sar&#305;lmaktan utanm&#305;yor musunuz? Oysa siz, k�t�
ruhlar&#305;n g�c�n� yok eden ve &#351;eytan&#305;n
i&#287;valar&#305;n&#305; bo&#351;a �&#305;karan Mesih�in
ha�&#305; �n�nde e&#287;ildi&#287;imiz i�in bizleri
ay&#305;pl&#305;yorsunuz! Zaten, onlar&#305;n �n�nde
e&#287;ildikleri ve Kabar diye isimlendirdikleri bu
ta&#351;&#305;n, Afrodit�in ba&#351;&#305; oldu&#287;u
s�ylenmektedir. Halen g�n�m�zde dahi, ta&#351;&#305; dikkatli
bir &#351;ekilde izleyenler, orada bir ba&#351; izinin
oldu&#287;unu fark edebilmekteler.
Kad&#305;n S�resi
6. Daha �nce de belirtildi&#287;i gibi, bu s�z konusu Muhammed,
bir�ok sa�ma metin telif etmi&#351; ve her birine de birer
ba&#351;l&#305;k vermi&#351;tir. Bunlardan biri de Kad&#305;n
S�resi�dir (&#942; &#947;&#961;&#945;&#966;&#942;); burada
a�&#305;k�a herkesin d�rt kad&#305;n ve, bu d�rt
kad&#305;n&#305;n d&#305;&#351;&#305;nda elinin alt&#305;nda
bulundurma kudreti ne kadar imk�n veriyorsa, bin adet cariye
almalar&#305; a�&#305;k�a emredilmi&#351;tir; ki&#351;i, dilerse
birini bo&#351;ar ve ba&#351;kas&#305;n&#305; alabilir. O, bu
kanunu &#351;u gerek�e ile tesis etmi&#351;tir: Muhammed�in,
Zeyd ad&#305;nda bir arkada&#351;&#305; vard&#305;. Bu
adam&#305;n, Muhammed�in kendisine vuruldu&#287;u g�zel bir
e&#351;i vard&#305;. Birlikte oturuyorlar iken, Muhammed
&#351;�yle dedi: Arkada&#351;&#305;m, Allah benden senin
e&#351;ini almam&#305; istedi. Zeyd, ona &#351;�yle cevap verdi:
Sen bir peygambersin, Allah sana ne emrediyorsa onu yap. Veya,
riv�yeti ba&#351;tan aktaracak olursak, o &#351;�yle
s�ylemi&#351;tir: Allah bana, e&#351;ini bo&#351;aman&#305;
emretti. O da e&#351;ini bo&#351;ar. Birka� g�n sonra o,
&#351;�yle der: Allah bana, onu kendime almam&#305; emretti. Onu
kendine e&#351; olarak ald&#305;ktan ve onunla zina ettikten
sonra, &#351;u kanunu yay&#305;nlar: Kim, e&#351;ini
bo&#351;amak istiyorsa onu bo&#351;as&#305;n. Ancak, onu
bo&#351;ad&#305;ktan sonra tekrar onunla evlenecekse, �ncelikle
kad&#305;nla bir ba&#351;kas&#305; evlenmeli. Ger�ekten de, bir
ba&#351;kas&#305; onunla evlenmedi&#287;i m�ddet�e onunla
evlenemez. &#350;�yet kad&#305;n&#305; bo&#351;ayan karde&#351;i
ise, dilerse onunla karde&#351;i evlenebilir. S�z konusu
yaz&#305;da bu mealde tavsiyelere de yer vermektedir:
�Allah�&#305;n sana verdi&#287;i topra&#287;&#305; s�r, ve bunu
itina ile yap; i&#351;te bunu yap, ve bu &#351;ekilde icra et� -
Onun kulland&#305;&#287;&#305; m�stehcen ifadeleri kullanmamak
i�in b�yle ifade ediyoruz.
Tanr&#305;�n&#305;n Di&#351;i Devesi S�resi
7. Ayn&#305; &#351;ekilde, bir de Tanr&#305;�n&#305;n Di&#351;i
Devesi S�resi var. Bu konuda, bir di&#351;i devenin Tanr&#305;
taraf&#305;ndan g�nderildi&#287;i, nehrin tamam&#305;n&#305;
i�ti&#287;i ve yeterli bo&#351;luk olmad&#305;&#287;&#305; i�in
iki da&#287; aras&#305;ndan ge�emedi&#287;inden bahsetmektedir.
Dedi&#287;ine g�re, orada bir kavim ya&#351;amakta idi: Bir g�n
o kavim sudan i�mekte idi, daha sonra, di&#351;i deve sudan
i�iyordu. O suyu i�ti&#287;inde onlara su yerine s�t vermek
suretiyle onlar&#305; beslemekte idi. Ancak, onun dedi&#287;ine
g�re, bu insanlar �ok k�t� kimselerdi ve kalk&#305;p di&#351;i
deveyi �ld�r�rler. Oysa, onun k��k bir di&#351;i yavrusu
olmu&#351;tu ve dedi&#287;ine g�re, annesinin �l�m�nden sonra
Tanr&#305;�ya yakar&#305;r ve bunun �zerine Tanr&#305; onu kendi
yan&#305;na al&#305;r. Biz onlara &#351;unu soruyoruz: �Bu
di&#351;i deve nereden geliyordu?� Onlar, �Tanr&#305;�dan�,
diyorlar. Daha sonra &#351;�yle diyoruz: �Ba&#351;ka bir deve,
onunla birle&#351;ti mi?� Onlar, �hay&#305;r� diyorlar. Bunun
�zerine biz de, ��yleyse, onun nas&#305;l yavrusu oldu?�
diyoruz. �Ger�ekten de, g�rd�&#287;�m�z gibi, di&#351;i
devenizin ne bir babas&#305;, ne annesi, ne de atas&#305; var ve
yavrusu olunca da bel�ya d��ar oldu.
Ancak, erkek deve ortada olmay&#305;nca, yavru di&#351;i deve
yukar&#305; al&#305;nd&#305;. �yleyse, kendisine
Tanr&#305;�n&#305;n konu&#351;tu&#287;unu s�yledi&#287;iniz
peygamberiniz, bu di&#351;i deve konusuyla ilgili onun nerede
yay&#305;ld&#305;&#287;&#305; ve s�t�n� i�mek i�in kimlerin onu
sa&#287;d&#305;&#287;&#305;n&#305; �&#287;renmedi? Belki o da
birg�n k�t� kimselerle kar&#351;&#305;la&#351;t&#305; veya
sizden �nce cennete girdi ve kendisi hakk&#305;nda sa�ma s�zler
sarfetti&#287;iniz s�tten nehrin kayna&#287;&#305; odur? Siz,
cennetinizde �� nehrin akt&#305;&#287;&#305;n&#305;
s�yl�yorsunuz: biri su, biri &#351;arap ve biri de s�t. Sizden
�nce giden di&#351;i deve cennetin d&#305;&#351;&#305;nda ise,
a�l&#305;ktan ve susuzluktan zay&#305;flam&#305;&#351;t&#305;r
veya ba&#351;kalar&#305; onun s�t�nden istifade
ediyorlard&#305;r; o zaman sizin peygamberinizin Tanr&#305; ile
irtibatta oldu&#287;unu s�yleyerek b�b�rlenmesi
bo&#351;unad&#305;r. Zira, di&#351;i devenin s&#305;rr&#305;
kendisine a&#351;ik�r olmam&#305;&#351;t&#305;r. Ancak,
&#351;�yet cennette ise, oradaki suyu da i�iyordur. B�ylece
cennet nimetlerinin ortas&#305;nda susuz kalacaks&#305;n&#305;z.
&#350;�yet, yak&#305;n&#305;ndan ge�en &#351;arap nehrinden
i�mek isterseniz, su olmad&#305;&#287;&#305; i�in onu
kat&#305;&#351;&#305;ks&#305;z i�ersiniz -�nk� di&#351;i deve
suyun tamam&#305;n&#305; i�mi&#351; olur-, o zaman da sizi
ate&#351; basar, sarho&#351;luk ba&#351;&#305;n&#305;z&#305;
d�nd�r�r ve uyursunuz. Uykusuzluktan ba&#351;&#305;n&#305;z
&#351;i&#351;ece&#287;i ve &#351;araptan tamamiyle sarho&#351;
olaca&#287;&#305;n&#305;z i�in, cennetin nimetlerini de
unutursunuz. Nas&#305;l oluyor da peygamberiniz, nimetler
cennetinde ba&#351;&#305;n&#305;za bu i&#351;lerin gelmemesi
i�in bu olacaklar&#305; d�&#351;�nmedi; ve yine neden di&#351;i
deve ile, onun &#351;imdi nerede ya&#351;ad&#305;&#287;&#305;
ile ilgilenmedi? Ancak sizler de o r�yada iken sizlere �� nehrin
detaylar&#305; ile ilgili bilgiler verirken, onu
sorgulamad&#305;n&#305;z. Size gelince, &#351;unu size
a�&#305;k�a s�yl�yoruz ki, sizin mucizev� di&#351;i deveniz
e&#351;eklerin ruhlar&#305;na sizden �nce girdi; siz de
hayvanlar gibi oraya gitmek �zeresiniz. &#304;&#351;te;
d&#305;&#351; karanl&#305;klar, ebed� ceza, s�nmeyen ate&#351;,
uyumayan kurt�uk ve cehennemin k�t� &#351;eytanlar&#305; orada.
Sofra S�resi 8. Muhammed, Sofra S�resi�nden de bahseder. O,
Mesih�in Tanr &#305;�dan bir sofra istedi&#287;ini ve onun
kendisine verildi&#287;ini bildirir. Ona g�re Tanr&#305;, ona:
�Sana ve seninkilere hi� bozulmayacak bir sofra verdim�
&#351;eklinde cevap vermi&#351;tir.
&#304;nek S�resi O, ayn&#305; &#351;ekilde, &#304;nek
S�resi�nden ve daha ba&#351;ka g�l�n� s�zlerden bahsetmektedir
ki, ben say&#305;lar&#305; �ok oldu&#287;u i�in bunlar&#305;
s�ylemeden ge�mek zorunday&#305;m.
Emirler ve Yasaklar
O, onlara ve e&#351;lerine s�nnet olmalar&#305;n&#305; emretti.
&#350;abat�&#305; yerine getirmemeyi ve vaftiz olmamay&#305;
emretti, Tora�n&#305;n yasaklad&#305;&#287;&#305; baz&#305;
g&#305;dalar&#305; yemeye izin verirken di&#287;er
baz&#305;lar&#305;ndan sak&#305;nd&#305;rm&#305;&#351;t&#305;r.
Yine o, &#351;arap i�meyi kesinlikle
yasaklam&#305;&#351;t&#305;r. [/font]
#Post#: 1454--------------------------------------------------
Re: dinsel kitaplar ilahi betik metinleri
By: sigun yutpabra Date: May 19, 2020, 2:53 pm
---------------------------------------------------------
[font=palatino linotype]&#10004;
https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?p=645725#post645725<br
/>&#350;�phe duymak �znel bir kavramd&#305;r, hatta biraz da
psikolojik. Bilgi a�&#305;s&#305;ndan yeterli, yetersizlik,
d�zey, �nemli olan bu. &#350;�phe insan eylemine, bir iradeye
ba&#287;l&#305; eylemlere -�zne olarak ba&#351;kas&#305; ve
kendi-, gayeler ve alt&#305;ndaki niyetlere vb dayal&#305; bir
kavramd&#305;r. Ger�eklikten s�z ediyorsak, &#351;�phe duymak ne
bir dayanak, ne bir k&#305;stas, ne de bir �l�tt�r. &#350;�phe
zan'a, zan inanca g�t�r�r. S�zde pop�ler bilim
felsefesicilerinin ne dedi&#287;i umrumda bile de&#287;il,
kelimelerle oynayan lafazanlara benziyorlar.
Alg&#305;lar&#305;m&#305;z &#351;�phe i�in de&#287;il, bilgi
i�indir. Bilgi ise, yeterli-kafi-, yetersiz, gerekli, gereksiz,
do&#287;ru, yanl&#305;&#351;, &#351;una dair, buna dair, &#351;u
veya bunun &#351;u y�n�ne dair(e g�re), eksik, fazla,
�l�t-dayanak, veri, tahmin. O kadar �ok ge�erli kelime var ki,
&#351;�phe do&#287;ru bir ifade de&#287;il. Bir kavramdan s�z
ederken o kavram&#305; anlaml&#305; k&#305;lan temel
yap&#305;lara, dayankalara bakmak gerekir.
Nesnel idealizmin y�ntemlerinden birisine de&#287;ineyim;
S&#305;k, s&#305;k kullan&#305;lan idam kararlar&#305;na
bakal&#305;m. &#304;dama kar&#351;&#305;y&#305;m o ayr&#305;
mesele. Denir ki, ki&#351;i su�suz iken de idam edilmi&#351;
olabilir. �yleyse biz ger�e&#287;i asla bilemeyiz. Oysa idam
edilenlerden bir �o&#287;u da, ger�ekten su�lu da olabilir -
�o&#287;unlukla deliller, bu y�ndedir her iki durum da m�mk�n.
Ba&#351;&#305;ndan beridir bir safsatadan s�z ediyorum.
&#304;dealist indirgemecilikten, �znelcilikten, mant&#305;k
hatalar&#305;ndan. Ba&#351;&#305;ndan beridir "e g�relik"
diyorum.
Di&#287;er bir karma&#351;a da &#351;u tan&#305;mla ilgili.
Ger�ekli&#287;i, �znenin alg&#305;lama d�zeyine indirgemek
idealizmdir. Burada �zne kelimesinin farkl&#305;
kullan&#305;mlar&#305; var. Ki&#351;iden ki&#351;iye
de&#287;i&#351;en(zevklerin �znelli&#287;i), t�rden t�re
de&#287;i&#351;en(t�rlerin biyolojik alg&#305;lar&#305;ndaki
farkl&#305;l&#305;klar), zihne ba&#287;l&#305; �znellik(kurguya
dayal&#305; tanr&#305; yaratmak gibi), duyulara ba&#287;l&#305;
�znellik &#351;eklinde farkl&#305;l&#305;klar. Ger�ekli&#287;i
demekteyim. Duyulara ba&#287;l&#305; �znellik, materyalizmle de
ba&#287;lant&#305;l&#305;. Yani g�rme, duyma gibi �zellikler
biyolojik ve fiziki oldu&#287;u i�in materyalisttir. O halde
duyulara ba&#287;l&#305; �znelli&#287;e idealizm demek yerine
''�znel materyalizm'' diye bir kavram icat etmemiz gerekir.
Bilgi, �zne-nesne ili&#351;kisinde elde edilen verinin
yorumudur. Bunu ka� kez s�yledim? Y�zlerce kez. �zne
farkl&#305;, �znelcilik farkl&#305;.
materyalistler nesnel ve �znel'i ret etmez. oldu&#287;u gibi
al&#305;r ve aralar&#305;ndaki fark&#305; ve ili&#351;kiyi
bilir. bu ili&#351;kiyi yok saymad&#305;&#287;&#305; gibi,
koparmaz da. �znelci ise, nesnelli&#287;i kabul etmez veya
nesnel ger�ekli&#287;i, kendi d�&#351;�ncesi, alg&#305;s&#305;,
iradesine ba&#287;lar. yani fiziksel ger�ekli&#287;in, �znenin
kendi kafas&#305;nda yarat&#305;&#287;&#305; kurgu
oldu&#287;unu, nesnel ger�e&#287;in, varl&#305;&#287;&#305;n,
�znenin iradesi, d�&#351;�ncesi, olumlamas&#305;
d&#305;&#351;&#305;nda var olmad&#305;&#287;&#305;n&#305; iddia
eder. Bunun i�in de yukar&#305;da ifade etti&#287;in ve konumuz
a�&#305;s&#305;ndan defalarca �rneklerle izah etmeye
�al&#305;&#351;t&#305;&#287;&#305;m halde, nesnelli&#287;i, salt
�znenin alg&#305;s&#305;, iradesine indirgeyen s�ylemler
geli&#351;tirirler. &#304;li&#351;kiyi kopart&#305;rlar.
Materyalizm ise �znenin, fizik d�nyas&#305;n&#305;n bir
par�as&#305;, bile&#351;eni -form-yap&#305;- oldu&#287;unu, bu
form-yap&#305;n&#305;n, maddi ili&#351;kilere -etki-tepki-
girdi&#287;ini, maddi ili&#351;kiler sayesinde, �znenin, bu
etkle&#351;imleri yorumlayarak d�&#351;�nce, bilgi
edindi&#287;ini, etki-tepki vermek yoluyla da ger�ekli&#287;in
fark&#305;ndal&#305;&#287;&#305;na
eri&#351;ti&#287;ini(fark&#305;ndal&#305;k diyorum) dile
getirirken, �znelcilik, nesnel d�nyan&#305;n, �zneye ait bir
�r�n, tezah�r oldu&#287;unu s�yler.
�ZNELC&#304;L&#304;K konusunda, ne demek istedi&#287;imi dile
getirebilmek i�in, ayr&#305; bir yaz&#305; yazmam gerekiyor,
ger�eklik konusunun nas&#305;l �znelle&#351;tirildi&#287;ini
izah edemedim. Cep telefonu kullan&#305;yorsun de&#287;il mi?
Bir verici istasyonu var. Bu istasyon radyo sinyali g�nderiyor.
Bu istasyonun radyo sinyali g�ndermesi, senin telefonuna m&#305;
ba&#287;l&#305;? Ve koca evrende 1 sen mi vars&#305;n? diyorsun
ki; Telefonum bir sinyal al&#305;yor, ama benim telefonum eski,
kusurlu, yetersiz, ama sinyal al&#305;yor! Telefonum eski ise,
yetersiz ise, ger�ekte bir verici oldu&#287;una dair bilgi
edinemem.
�znelci k&#305;stasa geliyorum, vericinin
varl&#305;&#287;&#305;, benim varl&#305;&#287;&#305;ma, onu
alg&#305;lamama ba&#287;l&#305; (!). Ben yoksam vericinin
anlam&#305; veya verici yok. O halde �zneden
ba&#287;&#305;ms&#305;z bir ger�eklikten s�z edilemez.
denmektedir. Tekrar ediyorum, vericinin varl&#305;&#287;&#305;,
�znenin o sinyalleri almas&#305;na ba&#287;l&#305;
de&#287;ildir, ama �znenin bilgi edinebilmesi, o nesneyle
girece&#287;i etkile&#351;ime ba&#287;l&#305;d&#305;r. Ger�eklik
dedi&#287;imiz de, temelde �zneden ba&#287;&#305;ms&#305;z
varl&#305;&#287;a dayan&#305;r. Bu cevab&#305; duyan �znelci,
yoku&#351;a s�rmeye ba&#351;l&#305;yor. Veri al&#305;yor
oldu&#287;umu iddia ediyorsun, iyi de benim
al&#305;c&#305;lar&#305;m ne kadar sa&#287;l&#305;kl&#305;
i&#351;liyor ki! Kusursuz de&#287;il ki. O halde o vericinin
ger�ekte neye benzedi&#287;ini bilemem!
insaf, o &#351;eyin varl&#305;&#287;&#305;, sizin o'nun tam
anm&#305;yla neye benzedi&#287;inizi bilmenize mi
ba&#287;l&#305;d&#305;r? &#350;imdi �znelcilikle
kast&#305;m&#305; anlad&#305;n m&#305; bilmiyorum, ama bu
ka�&#305;nc&#305; �rnektir hat&#305;rlam&#305;yorum.
Olu&#351;mak, d�n�&#351;mek, ili&#351;ki,
ili&#351;kilendirmek(d�n�&#351;t�rmek), form-yap&#305;,
i&#351;lemek. Bir b�t�n halinde t�m bu kavramlar&#305;, nesnel
ili&#351;kisiyle de kopartamadan ele almam&#305;z gerekir. Tad,
koku, renk gibi konular �znelcili&#287;in idealizmin en
sevdi&#287;i konulard&#305;r. Bu ba&#351;l&#305;kta dahi bulara
dair yazd&#305;m. Ger�eklik konusunda tad, renk gibi,
ki&#351;iye g�relik arzeden davran&#305;&#351; bi�imlerini,
nesnel ve maddi ili&#351;kilerin yerine koymak bir hatad&#305;r.
�rne&#287;in renk konusunu ele alal&#305;m. &#304;dealist der
ki, ger�ekte renk diye bir &#351;ey yoktur. Bunu bu &#351;ekilde
bi�imlendiren benim zihnimdir. &#305;&#351;&#305;&#287;&#305;n
dalga boyui fekans&#305;, &#351;iddeti konusu da yok mu, yani
salt zihine mi dayal&#305;, farkl&#305; renkler,
&#305;&#351;&#305;&#287;&#305;n dalga boyuna da dayal&#305;
de&#287;il mi?
Materyalist ise diyor ki, &#351;u an rengi de&#287;il, nesnel
ger�ekli&#287;i tart&#305;&#351;&#305;yoruz, renk
dedi&#287;imiz, &#305;&#351;&#305;&#287;&#305;n �e&#351;itli
dalga boylar&#305;, frekanslar&#305;ndan, yani do&#287;rusu
etki-tepki prensibine g�re �al&#305;&#351;an g�zlerimize (maddi,
nesnel, madde) etkiyen &#351;iddetinden,
aral&#305;&#287;&#305;-a�&#305;s&#305;ndan ve bu dalga
boylar&#305;, &#351;iddet farklar&#305;ndan, edindi&#287;i
tepkilerden hareketle m�mk�n olmaktad&#305;r. Biz bu
&#351;iddet, etkle&#351;im farklar&#305;n&#305; kodluyoruz ve
haf&#305;za ediyoruz ve hatta bizim bu yetimiz, zamanla
geli&#351;iyor, tecr�beyle geli&#351;iyor, etkle&#351;imlerle
yetkinle&#351;iyor, ne �zneyi ne de nesneyi
d&#305;&#351;lamad&#305;m.
Ba&#351;ka bir �rnek; Trafikte ka� kez kar&#351;&#305;dan
kar&#351;&#305;ya ge�tin Y&#305;ld&#305;ztozu?
Kar&#351;&#305;dan gelen ara�lar&#305;n
varl&#305;&#287;&#305;-yoklu&#287;u meselesinde, o an sen
&#351;unu mu yap&#305;yorsun;
1.) Bu arac&#305;n motorunun ka� silindir oldu&#287;unu
bilmiyorum, bu araca dair hi� bir teknik bilgiye sahip
de&#287;ilim. &#350;of�r�n ya&#351;&#305;n&#305; bilmilyorum....
+500 detay&#305;n&#305; bilmiyorum
2.) Bu ara� bana renkli g�r�nd�, renk diye bir &#351;ey yok
�yleyse o ara� da yok. (ger�i bana g�re renk,
&#305;&#351;&#305;&#287;&#305;n dalgaboyu ve
kombinasyonlar&#305;m&#305;zla ilgili, yani yine de salt
zihinsel bir t�retim yapm&#305;yoruz)
3.) &#304;nsan duyular&#305; kusurludur dolay&#305;s&#305;yla
orada bir ara� olup, olmad&#305;&#287;&#305;n&#305; ger�ekten
bilme &#351;ans&#305;m yok.
4.) LSD kullanm&#305;&#351;&#305;md&#305;r belki, o halde hayal
de g�rebiliyorsam, LSD kullanmad&#305;&#287;&#305;n &#351;u an,
kar&#351;&#305;dan gelen ara�lar bir hayal olabilir.
5.) Her &#351;eyden &#351;�ohe duymaktay&#305;m, halde orada bir
ara� var m&#305;? Yok mu? var diyemem, yok diyemem, o halde ben
bu yolu ge�emem. Gidip bir k�&#351;eye
k&#305;v&#305;r&#305;l&#305;p a�l&#305;ktan, susuzluktan,
eylemsizlikten �l�verim gari...
Sadece 1 nolu maddeyi ele al, orada bir arac&#305;n
varl&#305;&#287;&#305;, o arac&#305;n motoru, kablolar&#305;,
hangi metallerin, s&#305;v&#305;lar&#305;n
kullan&#305;ld&#305;&#287;&#305;, bu s&#305;v&#305;lar&#305;n
kimyasal, molek�ler yap&#305;s&#305;nn&#305;n ne oldu&#287;u,
&#351;of�r�n ya&#351;&#305;, evli, bekar durumu, ya&#351;&#305;
vs hakk&#305;nda detal&#305; bilgi edinmene, senin
duyular&#305;n&#305;n kusursuz olmas&#305;na m&#305;
ba&#287;l&#305;? �znelci yarg&#305; ile kastetti&#287;im
&#351;eyi daha nas&#305;l izah edebilirim bilmiyorum. Konu o
arac&#305;n varl&#305;&#287;&#305;-yoklu&#287;u meselesi.
Arac&#305;n varl&#305;&#287;&#305;, arac&#305;n tam
olarak(septiklerin k&#305;stas&#305;n&#305; d�&#351;�n) ne
oldu&#287;unu (binbir y�n�yle) senin bilmene mi, sana m&#305;
ba&#287;l&#305;?
Duyular&#305;m&#305;z&#305;n kusuru deyip duruyorsun, 1 milyar
insan her g�n kar&#351;&#305;dan kar&#351;&#305;ya ge�er,
kazalar da olur elbette! Diyelim ki, 1 milyar ki&#351;iden %5'i
kaza yapt&#305;. Bunun en belirleyici sebebi asl&#305;nda
dikkatsizliktir. Neyse, duyular&#305;m&#305;z&#305;n kusurlu
olmas&#305;, renk, tad vs ki&#351;ilere g�re de&#287;i&#351;iyor
olmas&#305;, nesnel, basit ger�ekli&#287;in
fark&#305;ndal&#305;&#287;&#305;na veya oradaki arac&#305;
g�r�p, g�rmememize engel de&#287;ildir.
S&#305;rf kaza ge�irenlere salt&#305;kla&#351;t&#305;r&#305;p,
g�rme duyusunu, salt g�remeyenlere indirgeyip -�stelik
dikkatsizlik as&#305;l sorun-, i&#351;te insan ger�e&#287;i
bilemez, �nk� bunlar&#305;n hi� birisi �zerlerine gelen
arac&#305; g�rmedi! O halde insan g�remez demek, safsata
de&#287;il mi? Peki o geriye kalan %95, milyonarca g�ren insan
ne olacak? Onlar, �znelci-subjektif iki y�zl�l�k veya s�rekli
ifade etti&#287;im gibi ahmakl&#305;kla, g�rmezden
gelinmi&#351;tir. i�inde bulundu&#287;umuz d�nya ve fizik
ko&#351;ullar&#305;nda, canl&#305;n&#305;n s�regiderli&#287;i ve
devam&#305;n&#305; sa&#287;lamas&#305; i�in
bask&#305;lanmad&#305;&#287;&#305; veya temel, b�t�n halinde
belirleyici, dayat&#305;ma maruz olmad&#305;&#287;&#305;,
gerekmedi&#287;i etkle&#351;imler, ya olu&#351;maz ya da
k�relir, bunu anlamak zor de&#287;il.
kar&#351;&#305;dan, kar&#351;&#305;ya ge�en insan
paragraf&#305;ma geri d�nebiliriz, insan bilgi nam&#305;na %90'a
dair etkile&#351;iyor(imkan buluyor), etkile&#351;ti&#287;i
&#351;eylerin varl&#305;&#287;&#305;-ger�ekli&#287;ini fark
ediyordur da %10 dan direk haberi yoktur, biraz&#305;ndan
dolayl&#305; ili&#351;kilerle bilgi ediniyordur, biraz&#305;
hakk&#305;nda �zel ara�lar, y�ntemler kullan&#305;yordur,
olabilir. Bilgi diyoruz, insan zaten bilgi edinebildi&#287;i
&#351;eye dair konu&#351;abilir, konumuz da bilgi
edinebildiklerimizin d�nyas&#305;yla ilgilidir ki o halde zaten
bu konuda edinebildi&#287;imiz bilgi �er�evesinde
konu&#351;abiliriz. Gaipten konu&#351;malar anlams&#305;z. Ve
bilgi, dairdir, hakk&#305;ndal&#305;k i�erir,
dolay&#305;s&#305;yla mutlak, %100 bilgi gibi laf&#305;zlar
anlams&#305;zd&#305;r. Ger�eklik ise, tespit edilebilirli&#287;e
dayand&#305;&#287;&#305; i�in bilgi ve d�&#351;�nceler i�in, en
temeldeki k&#305;stast&#305;r.
Bilginin kesinli&#287;i, yeterlili&#287;i, yeterszili&#287;i,
spesifik konular. Bin bir �e&#351;it konu, binbir �e&#351;it
bilgi durumu s�z konusudur. �rne&#287;in k�leci sistemlerde,
k�leli&#287;in varl&#305;&#287;&#305; bilgisi kesindir.
&#304;nsanlar nas&#305;l k�le yap&#305;ld&#305;, k�lelik
ko&#351;ullar&#305;n&#305; sa&#287;layan nedir vs ise, �ok daha
farkl&#305; ve �ok daha fazla fakt�rler i�erir. benzeri
meseleleri, e g�reli&#287;inden, neye dairli&#287;inden
yal&#305;t&#305;p, s�zde �nermenin kayna&#287;&#305;,
ko&#351;ulu, esas&#305; yaparak, mu&#287;lak keliemelerden,
�zel, kesin yarg&#305;lar olu&#351;turmak safsatad&#305;r.
Sersemler ak&#305;ll&#305;lar&#305;n 7 y&#305;lda
cevapland&#305;ramayaca&#287;&#305; sorular&#305; 1 g�nde
sorarlar. insan korktu&#287;una ya da
arzulad&#305;&#287;&#305;na �ok kolay inan&#305;r. �k�z tahta
�&#305;karsa padi&#351;ah olmaz, saray ah&#305;r olur.
Ak&#305;ll&#305; bizi aray&#305;p sormaz, aptal bacadan akar. Su
da&#287;lar&#305; kemirir vadileri doldurur. Aslanlar kendi
tarih�ilerine kavu&#351;uncaya kadar kitaplar avc&#305;y&#305;
�vecektir. H�rriyet, ba&#351;kalar&#305;na vermedik�e
alamayaca&#287;&#305;m&#305;z tek &#351;eydir. Belki s�ylendi
her&#351;ey,/ belki de gece bekleniyor/ yaz&#305;ls&#305;n diye
ayn&#305; c�mle. T�m nedenleri yery�z�n�n/ bir
�ak&#305;lta&#351;&#305;na tak&#305;l&#305;p kald&#305;.
S&#305;radan insan kendini evrenin merkezi yapman&#305;n yolunu
arar; bilge ki&#351;inin evreni onun merkezindedir. [/font]
#Post#: 1455--------------------------------------------------
Re: dinsel kitaplar ilahi betik metinleri
By: stormgod tarhunza Date: May 19, 2020, 2:54 pm
---------------------------------------------------------
https://youtu.be/-3DvuLtuf1U
[font=palatino linotype]&#10004;
http://barisozcan.com/ayna-dunyalar/
Ayna D�nyalar -
Bar&#305;&#351; �zcan : biraz augmented reality -
art&#305;r&#305;lm&#305;&#351; ger�eklik biraz virtual reality -
sanal ger�eklik e benziyor. Tam olarak mixed reality ad&#305;
veriliyor kar&#305;&#351;&#305;k ger�eklik diye terc�me
edebiliriz. Bunun biraz felsefi bir tan&#305;m&#305; daha var:
Ayna D�nya. Bu ismi Yale �niversitesi Bilgisayar Bilimleri
Profes�r� David Gelernter 1991 y&#305;l&#305;nda
yazd&#305;&#287;&#305; bir kitapta vermi&#351;. Ger�ek
d�nyan&#305;n dijital yans&#305;mas&#305; olarak tarif
edebiliriz.
&#10004;
https://www.goodreads.com/book/show/1142708.Mirror_Worlds
david
gelernter - mirror worlds : or the Day Software Puts the
Universe in a Shoebox. How It Will Happen and What It Will Mean.
1st ed. Oxford Univ. 1992.
&#10004;
https://sosyalpopi.com/karisik-gerceklik-ya-da-ayna-dunya-cok-yakin-gelecekte-h…
/>evrenin ilk anlar&#305;nda bigbangden hemen sonra proton ve
elektronlar&#305;n birbirini yok etmesiyle kalan n�trino ve
antin�trinolardan ileri s�r�ld�.paralel evren teorisi de bu
d�zenli halden enflsayon doneminde farkl&#305; ve bizimkine
benzer evrenlerin olu&#351;tu&#287;unu ileri s�rer. [/font]
#Post#: 1456--------------------------------------------------
Re: dinsel kitaplar ilahi betik metinleri
By: tengriteg tengride Date: May 19, 2020, 3:50 pm
---------------------------------------------------------
https://youtu.be/MUP70KK3aG4
[font=palatino linotype]&#10004;
http://pwor &#304;lahi Mesaj - OKS&#304;MORON maat mayet mithra
neti nebethet nephthys [/font]
#Post#: 1457--------------------------------------------------
Re: dinsel kitaplar ilahi betik metinleri
By: trismegistus fatum Date: May 19, 2020, 3:51 pm
---------------------------------------------------------
[font=palatino linotype]&#10004;
http://pwor turkiyedeiz maat m5ayet mithra neti nebethet
nephthys [/font]
#Post#: 1458--------------------------------------------------
Re: dinsel kitaplar ilahi betik metinleri
By: tumudurere roveoa Date: May 19, 2020, 3:52 pm
---------------------------------------------------------
[font=palatino linotype]&#10004;
http://pwor turkv54yedeiz maat mayet mithra neti nebethet
nephthys [/font]
*****************************************************
You are viewing proxied material from gopher.createaforum.com. The copyright of proxied material belongs to its original authors. Any comments or complaints in relation to proxied material should be directed to the original authors of the content concerned. Please see the disclaimer for more details.