Introduction
Introduction Statistics Contact Development Disclaimer Help
Return Create A Forum - Home
---------------------------------------------------------
kitap
https://kitap.createaforum.com
---------------------------------------------------------
*****************************************************
Return to: Kitabın B�l�mleri
*****************************************************
#Post#: 238--------------------------------------------------
5. Şeytan
By: yazar Date: December 22, 2021, 11:37 pm
---------------------------------------------------------
https://i.ibb.co/p0f8crJ/seytan.png
(44)14.2 O (�dem) Havva'ya ş�yle dedi: Biz ne yaptık?
Bize ve t�m neslimize bir musibet bastı.
(44)14.3 Ger�ekten de sana ait g�nahların ne olduğunu
�ocuklarına anlat, �nk� senle ben vefat edeceğiz ve
dertler / belalar / felaketler yery�z�ne yayılacaklar.
Bizden gelmiş olan soyun t�m� bize ş�yle diyerek
beddua edecekler:
(44)14.4 Bu belayı, babamız ve annemiz, bizim
başımıza a�tılar.
(44)15.1 Ondan sonra Havva ağlamaya başladı ve
dedi ki: �ocuklarım, şimdi bana kulak verin ve size
nasıl kandırıldığımızı
anlatacağım.
(44)15.2 Olan oldu, babanız ona ait cennetin
kısmını koruyordu, (yani) doğuyu ve kuzeyi,
(44)15.3 Ben (de) kendime ait olan kısmı koruyorken
(yani) batıyı ve g�neyi. İblis, �dem'e ait olan
kısma girdi ve orada hayvanlar vardı.
(44)15.4 �nk� Rab aynı zamanda hayvanları bizim
aramızda b�l�şt�rm�şt�. O erkek olanların
hepsini �dem'e vermişti ve dişi olanların hepsini
de bana vermişti. Her birimiz kendimize ait olanları
besledik.
(44)16.1 İblis, babanıza ait olan kısma
geldiğinde,
(44)16.2 İblis (şeytan olan) s�r�ngene[11]
�ağrıda bulundu ve ona dedi ki: Ortaya �ık ve
bana doğru gel, sana faydalı bir kelimeyi
�ğreteceğim.
(44)16.3a Bunun �zerine s�r�ngen geldi ve İblis s�r�ngene
ş�yle dedi: Bence sen, hayvanların hepsinden daha
akıllısın ve ben senin bilgini sınamak i�in
geldim. �dem kendi kısmındaki hayvanların hepsine
yiyecek verdiği i�in nitekim sana da verir.
(44)16.3b Zira hayvanların hepsi g�nden g�ne, sabahtan
sabaha ve her g�n �dem'in �n�nde boyun eğmek i�in gelirler,
aynı şekilde sen (de) boyun eğmek �zere gelirsin.
(Ama) sen ondan �nce yaratıldın, alabildiğine
b�y�ks�n ve bu k��k olanın �n�nde boyun eğiyorsun!
(44)16.3c Ayrıca �dem ve onun eşi i�in değersiz
olanı yiyorsun da, neden cennetin faydalı olan
yiyeceğini yemiyorsun? Artık gel ve bana kulak ver,
b�ylece bizim dışında olduğumuz gibi �dem'i
de cennete ait duvarın dışarısına
atabiliriz. Belki bir yolunu bulup bah�eye yeniden girebiliriz.
(44)16.4 Ve s�r�ngen ona dedi ki: Nasıl onları
(oradan) dışarı �ıkartabiliriz? İblis
yanıtladı ve s�r�ngene şunu dedi: Benim i�in bir
kılıf ol ve ben senin ağzından bir kelimeyi
o kadına s�yleyeceğim, bu yolla onları
kandıracağız.
(44)17.1 Onların ikisi bir araya geldiler ve melekler o
yere, Allah'a secde etmek �zere yukarı y�kseldikleri anda,
başlarını cennete ait duvarın �zerinden
sarkmasını sağladılar. Sonra İblis
kendini bir meleğin yapısına d�n�şt�rd�.
Meleklerin hamdına ş�kretti. Ben de g�z�m�
duvarınn tarafına dikmiş zikirleri duymak �zere
bakıyordum.
(44)17.2a Hareket ettim ve onu bir melek gibi g�rd�m ve o birden
bire g�r�nmez oldu.
(44)17.2b �nk� İblis s�r�ngeni getirmek i�in ileri
(doğru) gidip �ıkmıştı ve ona dedi ki:
Ortaya �ıkıp gel ve ben seninle birlikte
olacağım, ayrıca senin s�ylemene ne uygun
d�ş�yorsa onu senin ağzından
konuşacağım.
(44)17.2c O cennete ait duvarın yakınında
s�r�ngen bi�iminde bir hal aldı ve İblis
s�r�ngenin[12] i�ine s�z�ld�, ilaveten başının
cennetin duvarın �zerinden sarkmasını
sağladı. O haykırdı ve dedi ki:
Yazıklar olsun sana kadın, lezzetlere / hazlara sahip
olan cennettesin (ama) k�rs�n! Bana doğru gel ve ben sana
g�venilir bir kelimeyi s�yleyeceğim.
(44)17.2d Geldiğimde bana ş�yle dedi: Havva! ve ona
dedim ki: Ben buradayım. Bana karşılık verdi
ve bana şunu dedi: Cennette ne yaparsın / bah�ede
neyle meşgul olursun?
(44)17.3 Onu yanıtladım ve ona dedim: Allah beni
cenneti korumam / beklemem ve (yiyecek) yemem i�in
yerleştirdi.
(44)17.4 İblis bana karşılık verdi ve
s�r�ngenin ağzından bana dedi ki: İyi / G�zel,
(peki) cennetin i�indeki her ağacın meyvesinden yer
misin?
(44)17.5 Onu yanıtladım ve ona dedim: Biz her meyveyi
yeriz, sadece bir ağa� dışında, ki o burada
cennetin ortasındadır. �nk� Allah bize emretti: Ondan
yemeyin ki �l�me ait olanı tatmayacaksınız.
(44)18.1 Bunun �zerine s�r�ngen bana şunu dedi: Sizin i�in
�z�nt� / endişe duyuyorum, �nk� hayvanlar gibisiniz. Allah
size karşı g�vensiz / kıskan� ve O size izin
vermedi. Ama ben sizin bilgisizliğinizi arzulamam. Aksine
gelip ye / tadına bak ve seninle birlikte var olacak
ihtişamı g�receksin.
(44)18.2 Yine de ona dedim ki: Muhtemelen Allah'ın
s�ylediği gibi(dir), �lmekten korkuyorum.
(44)18.3 S�r�ngen bana karşılık verdi ve bana
şunu dedi: �l�m de nedir? Nasıl biri �lebilir (ki)?
�l�m hayattır! Ona cevap verdim ve ona dedim: Ben
bilmiyorum. Bana karşılık verdi ve bana dedi:
Allah yaşamdır, siz yalnızca bu sayede
�lmeyeceksiniz, ama o anda, (bundan) yediğiniz zaman
g�zleriniz a�ılacak ve Allah gibi iyi ve k�t� hakkında
bilgilenmiş olacaksınız.
(44)18.4 Allah sizin O'nun gibi olacağınızdan
haberdardı ve Allah size karşı g�vensiz. Bundan
dolayı Allah size dedi ki: Ona ait olandan yemeyin!
(44)18.5 O ağaca bak ve onun etrafındaki
ihtişamı izle / g�r. Bana gelince, ben gittiğimde
ve ona ait ihtişamı, onun �evresinde g�rd�ğ�m
zaman, �ok ge�meden ş�yle dedim:
(44)18.6 Bu ağa� g�zel ve onun meyvesi g�z�me
tanıdık geliyor. Buna rağmen ellerimi (ona)
uzatmaya ve (onu) almaya korkuyorum. Ama sen eğer
korkmuyorsan, onu bana getir ve ben (ondan) yiyeceğim,
senin kelimelerinin doğru olup
olmadığını anlayacağım. S�r�ngen
karşılık verdi ve bana dedi: Gel,
kapıyı a� ve ben ona ait olandan sana vereceğim.
(44)19.1 Ve ben onun i�in kapıyı a�mak �zere
gittiğimde o da cennette girdi. O ileri (doğru) gitti
ve sonra biraz durakladı. Ona karşılık
verdim ve dedim: Neden durdun? �ocuklarım! ama o bana
karşı hilesini kullanmaya başladı. Bana
cevap verdi ve bana ş�yle dedi: Eğer durmuşsam
onun nedeni fikrimi değiştirdiğim i�indir.
Korkarım ki belki de ondan sana verirsem ve sen onu yersen,
senin g�zlerin a�ılmış olacak ve Allah'a benzer
(yapıya) sahip olmanla iyiyi ve k�t�y� de bileceksin ve
kibirli olacaksın, ayrıca �dem'e karşı
kıskan� olacak ve ondan �dem'e yedirmeyeceksin, ayrıca
o senin �n�nde bir hayvana benzer olacak, tıpkı
Allah'ın �n�nde senin olduğun gibi, �nk�
(hatırlarsan) Allah size karşı g�vensizdi.
Eğer (onu) arzu ediyorsan, bana i�tenlikle yemin et.
Eğer onu sana yedirirsem, kocan �dem'e karşı
kıskan� olmayacaksın, ama ondan onun yemesini
sağlayacak, ona ait olandan �dem'e de vereceksin.
(44)19.2 Ona karşılık verdim ve ona dedim: Ben
hi�bir yemini bilmiyorum, nasıl sana karşı yemin
edebilirim? Ve o bana şunu dedi: De ki, ben cennete ait
bitkilerinin �zerine ve Kerub'ların �zerine istiv� ederek
cennete doğru aşağı inen Semav� Baba
(Rahman'a) yemin ederim ki, eğer yersem ve her şeyi
bilirsem, kıskan� olmayacağım, ama ondan �dem'e
de vereceğim.
(44)19.3 Ve o benim ant i�memi sağladığında,
o beni (yemine) bağladı, ağaca ait olandan bana
verdi, ben de onu yedim.
-------------------------------------------------------
[11] Şeytan s�zc�ğ�n�n etimolojisi s�r�ngen /
yılandan gelmektedir. M�lk ve g�� i�in kullanılan
yalan, doğru d�zg�n olmayan, kıvrılan
yolları kullanan ve bu tarz fiileri ger�ekleştirenlere
verilen ad şeytan/s�r�ngen.
[12] Kehf 18/50-51
*****************************************************
You are viewing proxied material from gopher.createaforum.com. The copyright of proxied material belongs to its original authors. Any comments or complaints in relation to proxied material should be directed to the original authors of the content concerned. Please see the disclaimer for more details.